Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Göktürkmen
Göktürkmen

Cam Kırıkları

Yorum

Cam Kırıkları

1

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

995

Okunma

Cam Kırıkları

Cam Kırıkları

Çok genç yaşta Hakk’a yürüyen kardeşim Tbp Tğm. Kürşat bey için...

Çok eski zamanlardı...

Kimbilir.. çok, belki bin yıl kadar evvel, yani benim gençliğim zamanesi...

İşte kalbur samanı zaman, şu resimde görülen ve yürüdüğüm bu yolun ilerisindeki ağaçların olduğu yerle ilgilidir, aklıma gelen...

Birden aklıma geldi işte.. anıdır, yazmış ve anmış oluyorum.

O ağaçlığın sağ tarafındaki bölümün aşağısında küçük bir sulama havuzu vardı.

Kimindi bilmiyorum.. belki Kocaağaların, belki başkasının..

Orada bir yaşlı amca vardı, bağın sahibi.. hem bağında çalışır ve hem dinlenir, buradaki bağ damında da yaz boyunca kalırdı.

Biz hayta ve "çelan yıkan" yaramazı.. o bağ senin ve bu bağ benim; tabriyle, sanki oralar babamıza mülkmüş gibi, bu bahçe ve bağlara dalar, meyve-sebze ne varsa (tadımlık ama) yolardık !

Kalabalık "dalma" olunca tadımlık demek harab-ül Basra kavramsal oluyor !

Bir takıntımız daha vardı..sıcak yaz günlerinde denizden uzak, halis ve de muhlis ırmak ve öz çocukları olarak, emin olunan ama derin olmayan küçük ve çamur dipli havuzlarda yüzmek..

Ne olsa, bir de buna doymazdık.

Yine böyle bir geçmiş gün, bütün haytalıklarımızı yapmış ve buradaki küçük havuzda yüzerek günümüzü tamamlayıp, evlerimize gitmeyi hesaplıyorduk.

Öyle olmadı ama, hesap uymadı..

Orada, bizi iki kötü sürpriz bekliyordu ve biz bilmiyorduk.

Birincisi, o yaşlı hacı amca havuza girmesinler diye içine cam ve şişe kırıkları atmıştı.

İkincisi suya girdiğimizde içimizden birimizin ayağı bu camlardan kesilmişti.

Hiç unutmuyorum, ayak baş parmağında derin sayılabilecek bir kesik oluşmuş ve kanıyordu.

Bizler havuza girdiğimizde elbiselerimize göz-kulak ve gelen gidene erkete olarak yatan Hass’iyün’ün oğlu Ömer, bisikleti ile kaçmayınca hem elbiselerimizi ve hem de ayağı yaralı arkadaşımızı bağın sahibi yaşlı amcaya diyet olarak, teslim etmişti.

Hass’iyün’ün (Hasan Hüseyin demek oluyor) oğlu Ömer, Ankara da kalan ve pek bu işlere de alışık olmayan, yazları dedesinin yanına tatile gelip, bize katılan Esme’nin Halil’in torunu Recep’i yaşlı amcaya, kendisini kurtarmak adına yakalayıp, teslim etmişti.

Evet daha anlaşılır olarak böyle pekiştirebilirdim, anlatımımı..

Ve şimdi bizim elbiselerimiz orada rehindi.. hepimiz sopa korkusuyla sağa sola kaçışmış, yarı-çıplak bir vaziyette az ötede olanı biteni izliyorduk.

Amca, çok gaddardı.. ayağı yaralı Recep’i acısı yetmiyormuş gibi, elindeki sopa ile bir güzel dövdü.

Hırsını alamayıp ona ve hepimize de bir sürü galiz küfürleri de savurdu.

Ömer, o haşmetli boyundan ve bosundan utanmadan; yani kaçamadığı için, kendi bisikletini kurtarmak adına hepimizi hesapsızca satmıştı.

En sonunda yaşlı amca elbiselerimizi suya atıp, orada ıslattıklan sonra, bir de toz toprak içinde çiğneyerek, orada bıraktı, cezamızı böyle kesmişti...

Bu yolu her yürüdüğüm zaman mutlaka o havuzun başına gider ve hem soluklanır oraya bakarım, hem de sanki bin yıl evvelmiş gibi, o çığlıkları ve hengameyi anımsar, hüzün- sevinç arası bir ruh haletiyle, yoluma devam ederim.

Anılarında kalan Ümügülsüm bacının torunu mühendis Mustafa’yı, İkbal Ablanın torunu rahmetli askeri doktor Kürşat’ı, Kerimlerin rahmetli Mustafa ve kardeşi ismail’i, Deliömerlerin torunu Ahmet’i, sopa yiyen sonra o da ordu malı olan Recep’i, yani tüm bu güzel insanları sevgiyle anıyorum.

Ahmet Kutlu Ayyüce
Bozkırda yürüyüş/28.08.2016

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Cam kırıkları Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Cam kırıkları yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Cam Kırıkları yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Kemnur
Kemnur, @kemnur
24.11.2016 19:29:31
Güzel bir anı. Amcayı bezdirmişsiniz demek ki, insafı elden kaçırmış.Kürşat teğmenimiz nurlar içinde yatsın. Benim rahmetli abimin adı da Kürşat idi. (Dur bu ilhamla ben de onunla ilgili bir şeyler yazayım.) Güzel paylaşımınıza ve yaşattığınız okuma keyfine teşekkürler...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL