EY VATANDAŞ
Devlet devamlılık ister.makamlar hiç boş kalmaz.Ama asaleten ama vekaleten devamlı doldurulur.
Devletin sıcak yüzü, korumacılığı, müşfikliği, kapıdaki ilk görevlide başlar. Ayakta durmağa çalışan vatandaş kendi işini takip ederken,bazen taltif edilir.Çoğu zamanda horlanır. Bürokrasimiz çok,,bilgisinden ulusça çok fakirizdir.Elimizdeki dökümanlarla, O masadan O masaya tenis topu gibi gider geliriz.
Geçim sıkıntısını, ailevi sorunlarını, işine yansıtan asık suratlı görevliler tüm hınçlarını bizden çıkarırlar. Küçümseyici bakışlarıyla, elinin tersiyle:
---Bankoya yaslanmayın,dışarı, dışarı, nevar?,Seninle bu kadar uğraşamam. Bak yine yanlış olmuş, buraya değil , oraya, oraya
Amca, sen ne laf anlamassın , yaaa.. Der dururlar…
Vatandaş utangaç, zavallı çaresizdir. Boş, boş etrafına bakınırken
Sıradakilerden birisi tartışmağa başlar. Diğer birisi görevliyi korumaya soyunur. Gün böyle başlar, böyle devam eder.
Yarında bundan farksızdır.Eğer işini bitirip az bir fırçayla kurtulduysan dışarı çıkarken ,Allah devlet kapısına kimseyi düşürmesin der durursun…
Ya hastaneler: beyaz önlüklü herkes doktor, herkes profesör
kesilmiş burunlarından kıl aldırmazlar.Elindeki süpürge ve faraşa aldırmadan,,,,,
Bulmuştur.Bir zavallı hasta şu doktor iyi şu doktor yaramaz der kendince yol gösterir dururlar.
Adliyede görevli, mübaşirlerin yanına yaklaşılmaz,kendilerini ya bir savcı ya bir yargıç zannederler.
Son zamanlarda birde özel güvenlikçiler çıktı, Aman Allah’ ım, hallerini televizyonda görüyoruz. Birazcık yetkileri olsa yandık. Dur denilen yerde vuruyor.Birde vur denilirse??????
Allah hepimize yardım etsin işimiz zor vallahi…….
EY VATANDAŞ…..
Sen hep haksız,sen hep cahil kalansın
Oy zamanı hatırlanıp çok da çabuk unutulansın …..