4
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
5940
Okunma

ÇANAKKALE’YE DAİR
Tarih, elbette birbiri ardına devam edip gelen olayların bütünsel bir yazımdır.
Birbirinden bağımsız gibi görünen olaylar, aslında parça ve bütün uyumunun bakış tarzına göre yorum farkı getirse de, sebep ve sonuç illiyetini etkilemez...
Aslolan, tarih resmine bütünsel olarak bakabilmektir.
Çanakkale...
Evet, bir devrin bitip yeni bir dönemin başladığı yerdir. Dünya tarihi için de, Türk tarihi için de bu böyledir. Çanakkale Savaşı niçin yapılmıştır ? Bu savaş esnasında, savaşı planlayanlar, yönetenler, sebep ve sonuçları bakımından neler düşünmüşlerdir ?
"Umut en son terkedilen şeydir" der bir aydınımız...Ne ummuşlardır, ne olmuştur?
Emperyalizm burada ne yandadır ? Ve burada Osmanlı devlet adamları ne yandadır ? Liman von Sanders, Enver Paşa, Esat Paşa ve Padişah ?
Neler düşünmektedirler ? Mesela Liman von Sanders, neden Osmanlı Orduları Başkomutanlığı gibi bir görevdedir ?! Almanya; İngiliz-Fransız ve Rus emperyalizmine karşı, Osmanlı yanında ne diye saf tutma gereği duymuştur ?
Alman Devleti, Osmanlı’nın bu savaşına neden müdahil olma gereği hissetmiştir ? Almanya’nın belirleyeni, başka bir emperyalizm türevi mi olmaktır, yoksa mazlum Osmanlı/Türk direnme savaşına destek vermek midir !?
Sorular...Sorunlar...Çözümlemeler...
Ve nihayetinde Mustafa Kemal ATATÜRK nerede durmaktadır?
Ne düşünmektedir ?
Büyük bir direnme zaferdir. Bir kardeşimin söylediği gibi anlayabilene, satır arasında takılıp kalmak yerine, metnin bütüne bakabilene; bizim "Hiroşima" ve Nagazaki halimizdir !
-Savaş sonunda ne olmuştur ?
-Mondros burada nerededir ?
-Sevr nerededir ?
Çanakkale Savaşı yıldönümleri, son zamanlarda artık herkesin kendi cephesinden bakar hale geldiği, bozulma sürecine girmiş, amacından özellikle saptırılmış, kendine göre bakış açılı yorumlarla kutlama töreninin yapıldığı hale neden gelmiştir ?
Neden, mesela dinsel tarikâtlar ve gerici bakış; kürem kürem turlar düzenleyip Çanakkale’yi tavaf etmektedir ?
Niçin savaşın o mistik, mucizemsi ve kerametler gösterildiği tevatür bölümüne ısrarla yoğunlaşılmaktadır ?
Neden "Anzak Alayları" falan filan diyerek, emperyalistlerce Çanakkale önemsemektedir bu kadar ?
Tamam anlıyoruz, burada bir sürü evlat bırakıp gitmişlerdir. Ama burada ne gezdiklerini, ne aradıklarını, buraya gelmelerinin belirleyen ve belirlenen hatta ezen ezilen inadına bir soruyla; sömüren ve sömürge bakışıyla cevabı niçin aranmamaktadır ?
Neden Çanakkale neo-Osmanizm koksun istenmektedir ?
Neden Esat Paşa-Atatürk sorgulaması veya ikilemine sokulmak istenmektedir insanımız ? Bilinçaltı bozgunculuğu amaçlanarak !
Neden son günlerde, ahı gidip vahı geriye kalmış, buruşuk elli ve yüzlü yaşlı Osmanlı hanedan üyeleri; teyze ve amcalara ülkede fink attırılmaktadır !?
Soruyu tekrar etmekte fayda görüyorum:
Savaş sonunda, varılan nokta nedir ?
Mondros nedir, Sevr nedir ? İstanbul’un işgali burada nerededir ?
Evet, bunlar ve yukarıda ayrıntılamaya çalıştığımız veriler gerçektir.
Ama buradaki Mustafa Kemalsizlik, buradaki Türkiye Cumhuriyeti kurulması önemsemezlik yerine konan Osmanlılık vurgusu, Anzak vurgusu, renk tonajı olarak neden gittikçe koyulaşmaktadır?!
Bu durum, bir başka yazarımızın yaklaşımı ile tarihsel olayın (Çanakkale Zaferi’nin) yazımındaki üzeri noktalı harflerin noktasını koyma ve koymama haline göre çok farklı okunabilecektir. Belki farketmiyor gibi görünmekle birlikte, bence çok farklı sonuçlara varacak bir süreç başlatacaktır...
Çanakkale bence Mustafa Kemal’e giriş; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ilk harç olup olmama bakışıyla doğru okunacaktır... Bu bakış beraberin de Mustafa Kemal’i, Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı öncül veya ardıl gören bir modele dönüşmektedir.
Öncül olduğun da emperyalizme inat, büyük bir imparatorluğun küllerinden doğan bu yüce devlet ve önderimiz tarihsel değerini bularak, hakettiği yere oturcakken, bunu ardıllamanız; Mustafa Kemal’i, anti-emperyal karakterli savaşı, Mondros’u, Sevr’i sıradanlaştırmak gibi bir sonuca varabilme riski taşıyacaktır.
Bakışımızdaki ve modelimizdeki teorileştirme bizi, devletimizi, ilkeleri; Türk Aydınlanması 1923 Devrimi’ni anlamlı ya da anlamsızlaştıracaktır çünkü ?!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve Atatürk’ü "statüko ve resmi tarih" diye aşağılayarak önemsizleştirmeye çalışanlara ve bu savaşı emperyalizmin "resmi tarihi"ne payandalamak, teşneleştirmek isteyenlere dikkat etmeliyizi öneriyorum !
Bu düşünce ve duygularla: Yakın tarihimizin Hiroşima’sı sayılacak bu büyük savaşı, savaşta canlarını feda eden şehit ve gazilerimizi yani "evlad-ı vatan"ı, sonuçlarını; Mondros/Sevr - Mudanya/Lozan çizgisinden okuyarak saygı, minnet ve rahmetle anıyorum.
Unutmamak, amacından saptırmak isteyenlere dikkat çekmek önemli bir hal almıştır artık !..
Unutmak ve beraberinde çok yanılmak, çok ölmek demektir...
Ruhları şâd mekanları uçmağ olsun..
18 Mart 2007
Ahmet Kutlu AYYÜCE
Göktürkmen