8
Yorum
15
Beğeni
0,0
Puan
1338
Okunma
Şerden bir daire çizdin,parmak uçlarınla gecenin zifirine
İçinde lal bir feryat susturdun insafsızca
Koca Palandöken’i dinamitledin kökünden
Erzurum’u bir Çarşamba akşamında bıraktın
Yıkık ve harabe bir şekilde
Bir Ada’m dağıldı o gün ortasında bu şehrin
Boynu bükük kaldı gardan giden bir trenin,ardında baktıkça
Yığıldı etten bedeni beton levhalar gibi rayların içine
Çarmağa gerdi yüreğideki sahipsizliği
Hüviyeti silindi kendi nüfus hanesinde
Bir Ada’m yıkıldı o gün ortasına bu şehirin
Dili genzine kaçmış Çarşamba ayinleri içerisinde
Gözünü kör sakındığı ağarmış şafağına bu melanet meskenin
Isırılmış vampir yarası yeşerdi yüreğinin orta yerinde
Her gün sızlar yarası kendini ısırır kanar içerisinde
Bir Ada’m öldü o gün ortasında bu şehrin
Yayıldı naaşı kadırım taşlarından yapılan beton musalaya
Gömüldü kendisine ters inançlar eşliğinde yüreğindeki mezarlığa
Bir Çarşamba akşamı ayinleri ile anıldı anlamsızca
Yüreğindeki mahşerde yandı
Kıyametler kopardı kendi içerisinde
Ve o günden sonra Erzurum’u hep yıkılmış bilirim
Harabe sokakları sen kalan sancıları süpürüyor
Karanlık arş’ını sağırıyor sen bağıran çığlıkları
Dilim,dilim azap yarıyor sen inlediği göğü
Rengini kızıla boyamış yağmurları
Kanlı kanlı yağıyor ayak diplerine
Bir Ada’mın
Mehmet Kılıçel