4
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
1687
Okunma

Dargınım
Topallıyor gırtlağında kederim
İnsan bir kere doğar be İsmail abi
Şu gemide bizede bir yer açacaklar elbet birgün...
Güme gidiyor ağzımızda sevdalar
aşağı yukarı tuşlarını kullanarak hızlanıyor ve yavaşlıyor bu şehirde artık iniltiler
Merhabasız bir hüzün çalıyor kapımı
icra memurları gibi artık kadınlar
gönülsüz bir mahçubiyetle gelip
güle oynaya toplayıp gidiyorlar tası tarağı
Saten geceliğini bende unutmuş Ece
sarılıp uyuyorum Yaseminin kışlık kazağına
Ellerini masada bırakmış
gözleri kapıda
gülüşleri tavanda asılı
Bugün hiç havamda değilim ilişme bana diye gülüşüyor Sofianın kalçaları.
ocakta çorba pişiyor
Mercimek kokan evler hayal ettiğimden beri bu böyle...
Gün geliyor günaydını devriliyor ağzından
çok okumuşluğunun adını unuttuğum kadının.
Bir kahve içelim mi
Terazinin eksik gramında tartmışlar beni
Cahil kalışımın gözünü seviyorum bazen
Gözünü sevdiğim yakışmıyor işte bu cümle sana
Kasmadan boşluğuna yuvarlansak ya
Şiir bir küfrün
Bir anın
Veyahut iniltinin süslenerek masaya yatırılışıdır diyor
İyi yemekler yapan Ayşegül
Masaya yatırmak diyince aklım karışıyor diyorum
Loş ışıkta ve sarhoşken anlatırım onuda diyor...
Kapını çalarlar dayarlar kafana silahı konuş derler
Konuş köpek diyerek anlatıyor duruyor
Halının çizgilerine bakıyorum uzun uzun
Hereke halılarıda Çinlilere yenildi bu ara diyorum
Herekeyi ve halı dokuyan hemcinslerini bilmiyor
Bunlar güzel şeyler
Devrim falan iyi oluyor diyorum
Eskiden erkekler kız kaldırmak için solculuk oynardı
Devir değişti tabi...
Fesleğenleri penceresinde gözleri karşı apartmanın penceresinde
Ne yapıyorsun diyorum
Baksana eve erkek aldı karşıda ki diyor
Sende beni eve aldım diyorum
O başka bu başka diyor
Susuyorum...
Ne çok susuyorum ben bu gece İsmail abi
Ben ellerinden su içeceğim
O göğsümde nefes alıp verecek diye diye yaşlandık iyice...
5.0
100% (10)