0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
664
Okunma
göz göze daldı dal ile ırmak
ben sana gölge olmak için yalvarıyordum
sen bana korkulu yol
koşarak uzaklaşıyorduk birbirimizden
artık denizlerin saltanatıdır mavi rüyamız
yosunlu bahçelerin günününü gün ettiği
taşlara şarkılar söylediği yaz akşamlarından uzak
korkulu karanlıkların dibine varmak
yok olmak aşkım
yok sayılmak
bize eski yüzümüzü göstereceklermiş
gülüyor olmalıydım veya
bir kapının aydınlığına kapılıp
sakladığım taze heyecanım olmalıydın
tutuşurken sahra çiçeklerinin koynunda
bu iki gedik arasında
doğmamış olabilir miydi aşk
ışık büyücüleri ve sıra çözücüler
kor saklayıp külüne pervane olan sevinçler
durdurulmuş sulara dağlar karışıyor
kızıl göğü saydamlaştıran sıradanlık
öpüldüğünü hatırlatıyor kara kıyıya
üstümüzde yeni yaz akşamları
dalı kırık çiçekler üşüyor sana üzülsem.