20
Yorum
32
Beğeni
5,0
Puan
1622
Okunma

Andım arsızca belki de seğirten, kıskacına
Denk düştüm gidenlerin ardından akıttığım
Gölgeli, münafık yaşları
Sarmışken telaşımla.
Sandım, yakındım belki de sakınmalıydım:
Ulu çınarın devingen dallarında sağalttım yaprak misali
Ve koruk düşlerimi çoğalttım,
Hiçliğin hegemonyasında el vermiş iken
Dingin günlerin özlemi.
Çağırdım çalıntı sevda nöbetlerini:
Hanidir konuşan çocuk sevinçlerimi saldım göklere,
Saklıydım oysa bilinmezin fersah fersah derininde
Ve günü birlik mutluluklara denk gelen
O yalıtılmışlığın tevafuk bildiğim hezeyanında
Dirilttim ölü gülleri:
Bir bir yoldum her birini:
Onlar ağladı ben çağladım,
Ben haykırdım ve duyulmaz sitemlerimi
Sakladım olur da evirir devran.
Biledim acıları bilinmezlik restini çekse de,
Bilinenin ötesinde ettiğim kelamın gerisinde;
Hani olur da, gece devrilir güne,
Ay doğar belki güneşin indinde
Bir seher vakti.
Tahakkuk edenden ziyade ziyan olan yılları
Bir bir dizdim görünmezliğin nezdinde
Solan aşkları sattım aşk pazarında:
Ne çok edim ne çok çığlık kalanların düştü payına:
Mazinin durağanlığı kadar sakildi esaret,
Umut bildiğim yine de gölgelendiğim.
5.0
100% (25)