2
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1844
Okunma
ey sevgili!
ben,
sana yirmi dokuz harfin boynunu bükerek geldim
sen ise;
hâlâ öfkeli imgelerinle sevişiyorsun
dilim yaralı serçe yüreğinden ibaret
cümle günahları sırtında taşıyan zaman
kendine sürgün...
sevdiğim!
geceye sığınan dualarımda
avuçlarımın harını al avuçlarına
içimdeki ateşe kül ol gül üşüyüşünle
suskunluğun esaretinde işlediğin cinayet
ki;
sevdamıza ihanet
korkularına çare gibi tutunuşun inadına
düşen yaprakların vebalini yükler omuzlarıma
aşkta kaybolduğumda anladım
ay tutulduğunda geceyi
güneş tutulmasında gökyüzünü
senden geriye kalandım
soluk soluğa kalıyordum
yaşanmamışlığımızın ortasında
çaresizliğin eşiğinde hazan
geçip,
teninin kıyısından
dokunamayışım
tenimde nardan vuslat hasreti
tam şuramda biriken sızın!
ısıtacaksa alevlerim yüreğini
razıyım cehennemine
özlemim gül kurusu
sar ömrüne
döktüğüm yaprakları
gel, ıssızım
uzan ve dokun,
sızına karışsın sızım...
sude nur haylazca
5.0
100% (5)