41
Yorum
70
Beğeni
0,0
Puan
2775
Okunma

mesnetsiz bir dilekti işte başı kıçı olmayan
öyle de oldu ilgisiz
taş oluşta başıma düştü birden habersiz
fit olmuştuk bir anda
ben ona çatmıştım ya oda bana
öylesine bir irkildim ki birden bire
deprem dürttü bedenime
ana rahminden çıkmışız bir kere
iblislik muhakkak bulaşmış oluyor ya genime
yüzü astarı kaldırırdık bu alemde nefsin terazisine
iki kaş altı gözlerle kaldırdık ya arın perdesini
ilk adımda gözün uçkuru düştü
sevda denen şehvetin ağına
coşan adrenalinin tebessümler’inin altından
sükseleşir’di ruhumuz
özlemi istemi arzuyu kokladık hiç durmadan
tıpkı bir boğa gibi
hayvan gibi körük gibi soluyarak burnumuzdan
bir titremedir sardı beni şimdiden
aşağıda sakal var ya
yukarıda da bıyık demeden
sorma eee.. ne olmuş diye
öze yedirip de tüküremiyorum nefsime
içim üşüyor ürkerken geleceğimden
söz vermiştik ya bir kere de
alnıma çalmadan önce düşünmeliydim lekeyi
alnımın ortası o zaman öpülürdü
fark etmeden geçen ömrümün haylazlığın da
el bel dil ne kadar da kaypakmış yol nefis olunca
ellerimin uzandığı yerde tümüyle karışırdı cismim
daldığı yerde soluksuz kordu nefesimi
taşardı haddini birden bire
kan kırmızı gözlerle çivilenirdi ta iliklere
bir anlık yaşanan görkemi
tercih ettik hakkın geleceğine
ben sen onun için de hepten sevgili
yer etmişti ya
oturturduk yüreğimizin tam orta yerine
gerisi ne
bir öğle vakti nice nice daha hesaplarım varken
bir anda doyurdu gözlerimi toprakta
sorulunca bana iğne iplik bile
lal bir dillen
kalıp da gitti gözlerim fal taşı gibi açıkta…
(24.12.2015) AZAP…