1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1109
Okunma
iki kış sevişirken filize durdu bir çiçek
iki dağ arası kuytu yerde iri taşın gölgesinde
palamut pişirildi ateşlerinde
budağı bol meşelerle örtündüler üstlerini
boynu bükük menekşeler bitti kan renginde
ertesi sene aynı yerde bulundu ölümlüler
büyüdü serpildi ateşin çocuğu tez günde
zihnime ektim can buldu o günden tüm çiçekler
vurgun yemedim
bulutla kol kola gezerim
geri geldikte bereket
yeri geldikte aşkın pınar
yeri geldikte zehir zemberek
kulvarında ölümle gezinebilecek
kolay değil meysiz dökünmek
bir solukta içmek aşkı şarkılarında
yaktım duyguları çemberi daralmış yasaklarda
bir ülkenin ateşler arenasında
o gün bugün kollanmak nedir bilemedim
sanrılar yürüdü kattım önüne
dinleri tanrıları
dersine çalışsın insanlık
gürültülü çağladı çetintaş pınarı sedefli tepenin
birlikte ağlaştık barıştık orada ayrıldık
ziyaretle baş başa bıraktım tüm mazlumları
işte böyle gülüşür her pınar
akışan nehre sorulmaz neden kök salmadığı
yoksul soluklarla tükendi ergenlik
elime geçirdim seni son tutsaklık
yeşertmeye yeter bu son yağmur damlası
bir damlan bile yetti göverdi tüm çiçeklerim
sedef kesti tüm ova
yetke kulvarımda gezintideyim
20.11.2015 16.40
5.0
100% (4)