2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1196
Okunma

Bilinmezlere kucak açıyoruz her yeni günde;
Her yeni gün, yeni bir hüzne gebe..
Ne ara yitirdik mutlu olmayı?
Ne ara kaybolduk bilinmezliklerde?..
Kocaman bir boşluğa açılıyor gözlerimiz,
Temmuz’un ortasında buz kesiyor yüreklerimiz;
Yokluklara sarılıyor kollarımız,
Doğan her yeni günde; biraz daha azalırız…
Bazıları hayat kavgası diyor adına,
Kimisi de yaşam savaşı..
Hangi isimle anılırsa anılsın;
Geri dönüşü yok bizden aldıklarının…
Sonu gelmeyecek gibi yaşıyoruz,
Oysa sayılı günlerin ötesine geçemeyeceğiz…
Ömür denilen süresi belirsiz mahkûmluğumuz,
Bizim beklemediğimiz ama hayatın bildiği o noktada sonlanacak…
Bir sabah yeni bir güne açamayacağız gözlerimizi;
Ya da bir gece son kez dalacağız o çok sevdiğimiz uykumuza..
Yahut gün ortası şekerleme yaparken alınacak elimizden hayat;
Kimimiz uyanık karşılayacağız o soğuk gidişi,
Kimimiz uykuda..
Değişmeyecek tek şey;
Bu gidişe dur diyemeyecek olmamız….
Gününü bilmediğim,
O soğuk kucaklaşma anını;
Dört gözle bekliyorum..
Hayat denilen zindandan, azrailime sesleniyorum:
Çok bekletme beni…
Omuzumda öylesine ağır yüklerim var ki;
Kendimi kandırmıyorum eskisi gibi..
Pollyanna’cılık oynayamıyorum artık!
Gel ve al bu emaneti,
Gel ve bitir , hayat denilen işkenceyi;
Al ve götür beni sonsuzluk ülkesine,
Gel artık ölüm;
Gel artık bekletme…
byHaktan
5.0
100% (4)