0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
926
Okunma
Hüznün hangi rengi kaldı ki?
Beyaza sarılmamak niye?
Kim nasıl avutur gönlü
ve hangi vuslata vurulmuş ki
sebepsiz bir hengame,
tarifsiz bir hikaye,
beni içinde işlemekte.
Dökülüp kırılmanın mecali kalmamış
ve göz yaşları bir rahim gibi,
birinin içinden, bir diğeri üremekte..
uzun bir hiçsizlik sarmış
ve sessizlik titremekte.
Ağlamanın bir anlamı kalmamış
alışagelmiş bir kafiye..
Yüzüm yüzsüzlüğe
içim hissizliğe vermiş kendini
yanlış mı?
Çok eskiden gelme..
Gülmek mi ? Benim neyime!
Öyle sarıyorsa baştan
ve nasıl dağılmıyorsa
bu hüsran bu kafadan,
hakkıdır toprak altında bir demet kan!
Kalkmaya mecalsiz bir beden bu gördüğün.
Zaten var olan sadece gördüğün.
Acıyor demlenmiş gönül
ve harman bu sabah ve akşam
öyle böyle değil
bildiğin gökyüzü sanki bir zindan!
Bahar gelsin gün geçsin istemem
gün bitsindir artik arzum..
Ve bitsindir artik geriye kalan
ne varsa ömrüm..
Yaşamak mı? Belki seneye..
5.0
100% (1)