Vuslat dediğin ne ki, kavuşup bitmek midir?

Yoksa arzu yolunda kaybolup gitmek midir?

Kelâm-ı Kemâl ile dem tutup gül dalında

Hu hu’lar eşliğinde maşuka yetmek midir?



Ondan gelen selamı alıp baş üzre tutup

Benliğin çerağını zikirlerle uyutup

Sunduğu zehirleri yağ-u bal diye yutup

Ne gelirse kabulüm diyerek yutmak mıdır?



Aşk ateşini alıp, yüreğinde harlayan

Alâim-i sema gibi renk renk olup parlayan

O’na kavuşmak için sınırları zorlayan

Gerektiğinde canı canana satmak mıdır?



Sır olana kavuşmak arzu edilse bile

Genellikle çabalar boşa çıkar: nafile

Maşukun her attığı zarda olsa da hile

Yenilginin zevkini bilerek tatmak mıdır?



Kâh güneşlerde yanıp, kâh ayazda kavrulan

Kâh çeç olup tarlada, kâh boranda savrulan

Bir olmanın yerine bile bile ayrılan

Sazdan çıkan ses gibi inleyip bitmek midir?

Yoksa aşkın çölünde kaybolup yitmek midir?



Bilâl BÜTÜN