2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1417
Okunma

Ben senin mapushanene düşeliden beri
Özgürlüğe tutsaklığı tercih eylemişim
Hangi savcı hüküm kesip,
Hangi hakim af getirebilir ki.
Tan atımlarına galebe çalmış
Nemli karanlıklar
Mazgal ışıksızlığı güneşimi boğmuş
Kumruları çınar dallarında değil
Hayal frekanslarında dinlemişim
Ne gel-gitler yaşamışım zaman eğrisinde
Ne acıları tercih etmişim
Dost gülüşlerine...,
Bir bilsen can-bir bilsen
Şaşardın!
Kürsüdeki kalemini kırmadan
Ben kırmışım.
Eyvallahsız yaşamak adına...
Ayaklarımdaki prangayla değil
Yüreğimdeki kelepçelerle girmişim
Boyun bükmüş,
Diz vurmuşum huzurunda...
O teslimiyeti bir görseydin can
Şaşardın!
Zaman saat sarkacında durmuş.
Mesafeler ikiye bölünüp
Yakın senden yana
Uzak benden tarafa düşmüş.
Dudaklarından çıkacak hükmü duymak için
Susturmuşum kainatı.
İsrafil suru beklenir gibi
Uzadıkça uzamış sükut.
O sessizliği bir bilsen can
Şaşardın!
Ve sonra;
Kesmeyen bir bıçakla kestim bileklerimi
Kan tuttu gidemedim senden uzağa
Madem ki hüküm sahibi sendin
Asıverseydin boynuma fermanımı
Münadiler bağırsaydı suçumu sokaklarda
Âmâ gözlerde aratmasaydın suretini
Mil çekip el yordamına mahkum etmeseydin
Hadi can!
Kopart varla olan bağlarımı
Yokluk anaforunda
Çekileyim derinlere
Sur üfleninceye kadar dolaşayım
Seninle sensizlikte.
30-01-2018 / Ankara
5.0
100% (2)