yine gözümü güneşe diktim ay pılısını pırtısını toplayıp kaçarken yerine çakılırken dikenler güller birer birer solarken
yaşanması gerekti diyemeyeceğim yaşanmamalıydı bu yalnız kendine yenilmek değildi görememek, tanımamaktı ülkeni insanını
bir kaç insan bunca kişiyi ve o bir kişiyi o büyük insanı Atatürk’ü bırakmamalıydı yarı yolda demokrasiyi masal sanarak oysa o dik duruş çekip kurtaracaktı milletçe tutsaklıktan
yere düşen ayı kurtarmak gerek zincirlerinden gece zifiri karanlık cılız sesler zırvalıyor sanıyorlar ki üstüne ses yoktur seslerinin önde yürür bir kılavuz koyun ve onu takip eder bu sürü öl dese ölecekler
hayır yazıyorum ışıklı harflerle HAYIR bu böyle gitmez!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Derin yaralar aldık demekrasi adına insanlık adına özgürlükler adına..Kararacak yeniden geri dönüşler yaşanacak benim ülkemde bizler sizler onlar hiç istemesede...Ama zaman bu zaman.Dah ne kadar sürer bilinmez.!!!!..Satılmışların çok olduğu bu sistem ve düzende.Tek kelime yüreğe sağlık.
duygular kabarmış ama herkes kendi hatasına baksa hiç böyle olur mu dost beyinsiz başlar ile kör gözlerle nereye kadar gidilir ki dost biraz iyi düşünmek lazım kutlar sevgiler sunarım kal esenlik içinde...
Sevgili ustam, hali pürmelalimizi o kadar güzel resmetmişsini ki üzerine söyleyecek bir şey bırakmamışsınız bizlere.
Sonuçları görünce "hayırlı rüyalar güzel ülkem" demek geldi içimden. En ufak bir şey anladıysam arap olayım ben böyle seçimden Böyle oylayıpta daha da dert yanan varsa eğer geçimden Hak Teala beter etsin onu eski biçimden...
Şiiriniz çok güzeldi, keyif aldım, emeğinize, yüreğinize sağlık. Sevgi, saygı ve selamlarımla. Hoşça kalın, sevgiyle kalın...
Halka bu kadar yüklenmemek gerek yine de. Muhalefet kendini iyi ifade edemedi, pasif kaldıysa halk ne yapabilir. Denize düşen yılana sarılır misali, sarıldı.
Halka bu kadar yüklenmemek gerek yine de. Muhalefet kendini iyi ifade edemedi, pasif kaldıysa halk ne yapabilir. Denize düşen yılana sarılır misali, sarıldı.
Biz günebakanlar gibi yüzümüzü güneşe dönmeye devam edelim. Neden böyle oldu sorusunu da sorması gerekenler sorsun kendilerine. Hepsi toplanıp bir araya gelse bir ATATÜRK etmezler.
Hayır demişsin ya aklıma geldi bak sevgili Nazik bir hikaye var çok sevdiğim izninle paylaşayım:
Bir zamanlar Afrika’daki bir ülkede hüküm süren bir kral vardı. Kral, daha çocukluğundan itibaren arkadaş olduğu, birlikte büyüdüğü bir dostunu hiç yanından ayırmazdı. Nereye gitse onu da beraberinde götürürdü. Kralın bu arkadaşının ise değişik bir huyu vardı. İster kendi başına gelsin ister başkasının, ister iyi olsun ister kötü, her olay karşısında hep aynı şeyi söylerdi: "Bunda da bir hayır var!" Bir gün kralla arkadaşı birlikte ava çıktılar. Kralın arkadaşı tüfekleri dolduruyor, krala veriyor, kral da ateş ediyordu. Arkadaşı muhtemelen tüfeklerden birini doldururken bir yanlışlık yaptı ve kral ateş ederken tüfeği geriye doğru patladı ve kralın başparmağı koptu. Durumu gören arkadaşı her zamanki sözünü söyledi: "Bunda da bir hayır var!" Kral acı ve öfkeyle bağırdı: "Bunda hayır filan yok! Görmüyor musun, parmağım koptu? "Ve sonra da kızgınlığı geçmediği için arkadaşını zindana attırdı. Bir yıl kadar sonra, kral insan yiyen kabilelerin yaşadığı ve aslında uzak durması gereken bir bölgede birkaç adamıyla birlikte avlanıyordu. Yamyamlar onları ele geçirdiler ve köylerine götürdüler. Ellerini, ayaklarını bağladılar ve köyün meydanına odun yığdılar. Sonra da odunların ortasına diktikleri direklere bağladılar. Tam odunları tutuşturmaya geliyorlardı ki, kralın başparmağının olmadığını fark ettiler. Bu kabile, batıl inançları nedeniyle uzuvlarından biri eksik olan insanları yemiyordu. Böyle bir insanı yedikleri takdirde başlarına kötü olaylar geleceğine inanıyorlardı. Bu korkuyla, kralı çözdüler ve salıverdiler. Diğer adamları ise pişirip yediler. Sarayına döndüğünde, kurtuluşunun kopuk parmağı sayesinde gerçekleştiğini anlayan kral, onca yıllık arkadaşına reva gördüğü muameleden dolayı pişman oldu. Hemen zindana koştu ve zindandan çıkardığı arkadaşına başından geçenleri bir, bir anlattı. "Haklıymışsın!" dedi. "Parmağımın kopmasında gerçekten de bir hayır varmış. Hala yaşıyorsam bu kopuk parmağım sayesinde. İşte bu yüzden, seni bu kadar uzun süre zindanda tuttuğum için özür diliyorum. Yaptığım çok haksız ve kötü bir şeydi." "Hayır" diye karşılık verdi arkadaşı. "Bunda da bir hayır var." "Ne diyorsun Allah aşkına?" diye hayretle bağırdı kral. "Bir arkadaşımı bir yıl boyunca zindanda tutmanın neresinde hayır olabilir." Arkadaşı gayet sakin ve kendinden emin bir şekilde, "Düşünsene,’’ dedi ’’ ben zindanda olmasaydım, seninle birlikte avda olurdum, değil mi? Ve sonrasını düşünsene? "
Elbet bunda da bir hayır vardır diyorum ve haklı sitemine katılıyorum sevgiyle...
Günlük gibi olmuş. Şiirin sanat ve estetik kaygısından uzak. Oturup düşünme zamanı diye düşünenlerdenim ben bu konuda. Allah'ım neydi günahım deme yerine, insanımıza hakaretler içeren paylaşımlar yerine onları kazanmak adına, (uzaydan seçmen getiremeyeceğimize göre) ben nerede yanlış yaptım diye sorgulama zamanı. Öz eleştiri yapılmalı. Bunu siyasiler yapsın. Zira siyaset onların işi. Türkler doğuştan iki mesleğin piri olarak doğar. İlki her Türk taşıdığı siyasi fikirle ülkeyi kurtaracağına ve düze çıkaracağına inanır, kendi başlarına hükümetler kurar yıkar, neler neler, Diğeri de tuttuğu takımı şampiyon yapacak kadar teknik direktörlük bilgisine sahiptir. Ağdalı sözlerle siyaset zamanı çoktan geçti. Biz hala politikalara sistem ürettirmeye çalışıyoruz. Oysa gelişmiş ülkeler sistemlerine politika ürettiriyor. Bırakalım artık lider odaklı siyaseti. Sistem odaklı siyaset yapalım. Halkın sesine kulak tıkayan hangi parti yeryüzünde seçim kazanmış onu anlayalım. Stratejide yapılan hataları taktik sihirbazlıkla bertaraf edemezsiniz. Şiir yazarak asla. Sadece deşarj olursunuz. Sürçü lisan ettiysek affola.
(Not: Siyaseti hiç ama hiç sevmiyorum. Benim işim dil, kültür ve ofisime gidip gelirken yolda geçen sürede de şiir yazmak. Biraz önce bir bayanın face de pezevenkler.. pezevenkler… diye hakaret ile başlayan, ona da Osmanlının ayak iyi geliyor diye cevap veren başka bir bayan ve 3. Sırada da sizin yorumunuz vardı, hoşgörü sınırını çok zorlayarak. İnanının yazılanları okurken yüzüm kızardı. İnsanlığımdan utandım. Hoşgörü ehli olmalıyız. Şairlerin birinci özelliği hoşgörülü olmaları, kin ve nefreti yüreklerinde barındırmamaları gerekir.)
Celil ÇINKIR tarafından 11/2/2015 4:07:17 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yanlış anlaşılmayı önlemek adına aşağıdaki şiirimi paylaşma gereği duydum.
Bir Kere Doğrul Atam Yattığın Katafalktan
Döküp de rahat edem, içimdeki derdimi Kolayca yutmak için, on asırlık yurdumu Alt kimliğe böldüler, Çerkez, lazı, kürdümü Nerdeyse olacağız, tek millet tek bayraktan Bir kere doğrul Atam, yattığın katafalktan
Bütün kurumlarını, sarsarak temelinden İktidara gelenler, vazgeçti emelinden Sensin ancak her şeyi, düzeltecek yeniden Yürekten bir talep bu, yetmiş milyonluk halktan Bir kere doğrul Atam, yattığın katafalktan
Bizimki teslimiyet, görülmedi böylesi Liderler yaptı bizi, Amerikan kölesi Gittiğin günden beri, tükenmedi çilesi Çok çekti Türk milleti, başındaki yamaktan Bir kere doğrul Atam, yattığın katafalktan
Sınır dışı ettiğin masonlar köşe kaptı Muhalefet artığın fasonlar sükse yaptı Gidişe öfkesini kusanlar hapis yattı Yarattığın devleti, kaybediyoruz hepten Bir kere doğrul Atam, yattığın katafalktan
Medeniyet yolunda, hiç kalkmadı perdeler Koyduğun hedef nere, gör sen bunlar nerdeler Bıraktığın noktadan, bir asır gerideler Kurtar bizi uygarlık yolunda barikattan Bir kere doğrul Atam, yattığın katafalktan
Dünyaya bedel Türk’ün, vazgeçti eşek attan Şimdi medet ummakta, fitre ile zekattan Dünyaları götürür, ‘Gemicik’ diyor kaptan Usandık ömür boyu, anamız ağlamaktan Bir kere doğrul Atam, yattığın katafalktan
Altı ilke koymuştun, altısı da yok oldu İlkelerin bir parti, ambleminde ok oldu Kurduğun fabrikalar, satılalı çok oldu Yakındır satılması, toprağımın mezattan Bir kere doğrul Atam, yattığın katafalktan
Sihirli değnek sende, sayende çağ atlarız Gelişmiş ülkelerle, mesafeyi katlarız Sana karşı kim varsa, hepsini tokatlarız Tek çare sende kaldı, bekleniyorsun çoktan Bir kere doğrul Atam, yattığın katafalktan
Ecnebinin hedefi, boğmak bizi batakta Yaşayan hiçbir kimse, umut olmadı halkta Uzandığın mekândan, silkinerek bir kalk ta Bir nazar etsen yeter, kurtulmaya bataktan Bir kere doğrul Atam, yattığın katafalktan
Tıpkı ilk adım gibi, Samsun’dan, Amasya’dan Hissedilsin varlığım, Avrupa’dan, Asya’dan İştahları söndür sen, pay kapmaya pastadan Aklı selim herkesin, budur niyazı Hak’tan Bir kere doğrul Atam, yattığın katafalktan
Ben şiirlerimi güncel politik olaylara dayanarak da yazarım; aşkla meşkle günlük yaşamla ilgili yazdığım şiirler kadar.
Estetik kaygısından uzak değil. Siz öyle görebilirsiniz. Şiir yazmaz, düz yazı yazardım yoksa.
Arkadaşım,benim elimden gelen şiir yazmak. Elbette şiirin içine siyaset dahil, her şey girecek. Ben siyaset yapmayı severim ve susmayı sevmem bu konuda. Üstelik korkmam da.
Şiir sizin sandığınız gibi sadece desarj olmak aracı değildir. Siz sevdiğiniz gibi yazın yine. Ben de sevdiğim gibi yazayım.
Facedeki yormlara gelince o küfürlü konuşmalara dayanamadım. Pezevenk diyeni de kınıyorum tabi diğer kişinin özel sayfasına da girdim erkekçe bir tavrı var. Lan diyerek konuşan biri. Onun yorumuna dayanamayıp, kendimce eleştirel yorumumu yazdım. Böyle yazanlara hoşgörülü olamam. Bildiğim kadarıyla gerçeği söylerim.
Yanlış anlaşılmayı önlemek adına aşağıdaki şiirimi paylaşma gereği duydum.
Bir Kere Doğrul Atam Yattığın Katafalktan
Döküp de rahat edem, içimdeki derdimi Kolayca yutmak için, on asırlık yurdumu Alt kimliğe böldüler, Çerkez, lazı, kürdümü Nerdeyse olacağız, tek millet tek bayraktan Bir kere doğrul Atam, yattığın katafalktan
Bütün kurumlarını, sarsarak temelinden İktidara gelenler, vazgeçti emelinden Sensin ancak her şeyi, düzeltecek yeniden Yürekten bir talep bu, yetmiş milyonluk halktan Bir kere doğrul Atam, yattığın katafalktan
Bizimki teslimiyet, görülmedi böylesi Liderler yaptı bizi, Amerikan kölesi Gittiğin günden beri, tükenmedi çilesi Çok çekti Türk milleti, başındaki yamaktan Bir kere doğrul Atam, yattığın katafalktan
Sınır dışı ettiğin masonlar köşe kaptı Muhalefet artığın fasonlar sükse yaptı Gidişe öfkesini kusanlar hapis yattı Yarattığın devleti, kaybediyoruz hepten Bir kere doğrul Atam, yattığın katafalktan
Medeniyet yolunda, hiç kalkmadı perdeler Koyduğun hedef nere, gör sen bunlar nerdeler Bıraktığın noktadan, bir asır gerideler Kurtar bizi uygarlık yolunda barikattan Bir kere doğrul Atam, yattığın katafalktan
Dünyaya bedel Türk’ün, vazgeçti eşek attan Şimdi medet ummakta, fitre ile zekattan Dünyaları götürür, ‘Gemicik’ diyor kaptan Usandık ömür boyu, anamız ağlamaktan Bir kere doğrul Atam, yattığın katafalktan
Altı ilke koymuştun, altısı da yok oldu İlkelerin bir parti, ambleminde ok oldu Kurduğun fabrikalar, satılalı çok oldu Yakındır satılması, toprağımın mezattan Bir kere doğrul Atam, yattığın katafalktan
Sihirli değnek sende, sayende çağ atlarız Gelişmiş ülkelerle, mesafeyi katlarız Sana karşı kim varsa, hepsini tokatlarız Tek çare sende kaldı, bekleniyorsun çoktan Bir kere doğrul Atam, yattığın katafalktan
Ecnebinin hedefi, boğmak bizi batakta Yaşayan hiçbir kimse, umut olmadı halkta Uzandığın mekândan, silkinerek bir kalk ta Bir nazar etsen yeter, kurtulmaya bataktan Bir kere doğrul Atam, yattığın katafalktan
Tıpkı ilk adım gibi, Samsun’dan, Amasya’dan Hissedilsin varlığım, Avrupa’dan, Asya’dan İştahları söndür sen, pay kapmaya pastadan Aklı selim herkesin, budur niyazı Hak’tan Bir kere doğrul Atam, yattığın katafalktan
Ben şiirlerimi güncel politik olaylara dayanarak da yazarım; aşkla meşkle günlük yaşamla ilgili yazdığım şiirler kadar.
Estetik kaygısından uzak değil. Siz öyle görebilirsiniz. Şiir yazmaz, düz yazı yazardım yoksa.
Arkadaşım,benim elimden gelen şiir yazmak. Elbette şiirin içine siyaset dahil, her şey girecek. Ben siyaset yapmayı severim ve susmayı sevmem bu konuda. Üstelik korkmam da.
Şiir sizin sandığınız gibi sadece desarj olmak aracı değildir. Siz sevdiğiniz gibi yazın yine. Ben de sevdiğim gibi yazayım.
Facedeki yormlara gelince o küfürlü konuşmalara dayanamadım. Pezevenk diyeni de kınıyorum tabi diğer kişinin özel sayfasına da girdim erkekçe bir tavrı var. Lan diyerek konuşan biri. Onun yorumuna dayanamayıp, kendimce eleştirel yorumumu yazdım. Böyle yazanlara hoşgörülü olamam. Bildiğim kadarıyla gerçeği söylerim.
yere düşen ayı kurtarmak gerek zincirlerinden gece zifiri karanlık cılız sesler zırvalıyor sanıyorlar ki üstüne ses yoktur seslerinin önde yürür bir kılavuz koyun ve onu takip eder bu sürü öl dese ölecekler
hayır yazıyorum ışıklı harflerle HAYIR bu böyle gitmez!
herkes itiraf etsin günahını..
Tebriklerimi güzel dizelere bıraktım selamlar..........
Hayır...! Ben bu şaireyi, Bide şiirini, beğendiğimi itiraf ediyorum.. Engin yüreğin, hep su gibi duru olsun şairem.. __________ Dualarımla, mutlu olun..
Hayır ola, İnşallah hayırda hayır doğar... Şiire emek veren yüreğiniz var olsun. Beğeniyle okudum. Gönülden kutlarım... ................... Saygı ve Selamlar...
yaşanılan hüsranların dile geldiği zarif bir şiir. Millet neye layıksa öyle yönetilir... özünden sapmış sa toplum yönetenin kimlik ve kişiliğini sorgulamaz, sadece büyük bir tutkuyla biat eder. saygılarımla
hayır yazıyorum ışıklı harflerle HAYIR bu böyle gitmez!
herkes itiraf etsin günahını..
Vallahi arkadaşım ne desek yararı yok duyarlı yüreğine sağlık Allah cc cümlemizin hakkın da hayırlısını versin tebrik ediyorum selam sevgilerimle daimi başarılar diliyorum.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.