25
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1467
Okunma
istanbul gibi bakma öyle n’olur
aşkım dünya hâli bu
n’olur n’olmaz...
çok uzaklaşma.
yaşlı gözlerim telaşlı
ve içimden gemiler kalkıp gidiyor
duyuyor musun
yoksa yorgunsun da uyuyor musun
nesini aşkım…
nesini biliyorsun
ruhum
beyoğlu’nun hoş bir arka sokağında
loş oda.
o da var orada. şu da var. bu da.
sakın beni istanbul’un gamzeleriyle
baştan çıkarma.
aşkım. aşklaşma sakın şehir gibi.
seni ne zor buldum ben
ne bor bir zül’düm kendime. ahh!...
tek umduğum avuçlarının içi şimdi
şimdi tek niyetim orada dua
geciktiğim bir tanrı var
madem böyle bir kul da yârmış
şimdi kalkıp da ege’me
istanbul gibi akma.
bak içimde bir kadın – silahsızdır
ve ihtilal hazırlığı yapar
bir kız çocuğu - ilahsız…
tozlu bez bebeklerini arar hâlâ
bir baba var içimde aşkım
içimde bir baba’m var - allah’sız!
mevsimi gelsin gelmesin
koparır. doymaz.
yazlık dallarımdan bir kiraz daha.
ve ben inatla
düne rağmen inatla
ben ömrüme rağmen inatla
ömrümün dikenlerine
dala diken dik’en ellere
tene kan ekenlere inatla valla...
inan ki aşk’ım.
biraz daha sussan/ o koskoca istanbul
aşkım ne dersin...
yedi tepe birden kalkar mı şaha?
JD