12
Yorum
21
Beğeni
4,9
Puan
1049
Okunma

Anlamsız serzenişlerin kâh kıyısında kâh gıyabında
Tümden gelen varoluşların ölüm makamında
Güne gömülü dünlerin ve elime batan dikenlerin
Çok yakınında, desem keşke
Ve seyrelse yokluğun günden güne.
Yoksunum çok yolsuzum ve nasıl yorgun
Mücbir sebeplerden ibaret olsa keşke
Ve dökülsem yaprak yaprak
Sızan hüzün nazire edercesine
Varsam sona hani olmadığın o yaka
Sonsuzluğa uzanan yolda yalnızlığımla derbeder
Ve olmazın oluru hükümlerle darma duman.
Koyuldu geceler daha da karardı
Yerle yeksan oldu olalı devran
Toz konduramadığım ne varsa olmadığı kadar
Uzağındayım hele ki onca söylence
Ağzımla kuş mu tutsam da girsem gönlüne
Menzili kayıp ne varsa bilmez miyim yar,
Davul bile dengi dengine.
Hicran yığdım yine geceye
Nifak soktular hayat ile arama
Uzun bir perde çektiler boylu boyunca
Neye niyet neye kısmet
Varsıl mekânların ahalisi görmese de gönül gözüyle
Uzağındayım inan ki alabildiğine
Hele ki tükenirken umutlar
Sanır mısın ki söylediğim her kelime yalan?
Devam et sen sessizliğine
Meramın ne ise varsı güller açsın yüzünde:
Bir söze hasret bir gülüşe yanık
Tekerrür eden ne varsa hepten kayıp
Sanmıştım oysa bir zamanlar:
Aşk en büyük günah ve nasıl da ayıp
Gördüm göreli dünya gözüyle seni
Uzak bir şehrin özlem yüklü kıyısında
Sapa bir yolun çıkmazında belki de
Kısaca imkânsızın ve anlamsızın çeperinde saklı olan
Kuytulara gizlenmiş mihrabın geldiği son radde.
Kavuşamayacağımı bile bile:
Ne gam,
Ne dert ne de tasa
Sevmekse düşen payıma
Başım gözüm üstüne
Bu değil mi söyle Yaradan’ın tecellisi.
Susarım da bir ömür inan
Bilirim ve ağlarım usul usul
Uzak olsan da sensin sığındığım tek liman.
5.0
94% (15)
4.0
6% (1)