2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
811
Okunma

Bir keresinde yine sırası değildi
Allah ne yapıyor diye düşündüğüm bir andı
Kelimelerin boğazıma tıkandığı
Dilimde sesimin kördüğüm olduğu
Aklımın başımı alıp gittiği yerdeydim
Hülasası dert diye kendime sunduğum
Öfkeli kavgalı sataşmalı bir adamdım
Annem sağırdı ya da kalbinin üstüne
Küçülmüş gövdesini yatırmıştı
Ulaşılması söz konusu değildi
Azad edeceğim cümlelerden
Silme kör kütük sarhoştum
Bilmiyor anlamıyor kendimden
Başka hiç kimseye gidemiyordum
Hiramdır diye kaç ine girdim çıktım
Kaç kadını Haticemdir diye sayıkladım
Ve kurtuluşumdur diye ne çok Medineye
Hicret ettim durdum bilmiyorum
An oldu zirvedir diye bir çukurun
En dip seviyesine kadar çıktım
içime taş doldurup
Savurdum kendimi uçuruma
Yarı beline kadar gözyaşı dolmuş
Nadim söz batağında çırpınan
Bir gökyüzü sıklığında bakıştığı
Bir kadınlık macerası olacaktı bir de
Bana ait olmasını hiç istemediğim
Bu külli sıvışmayı üstlenmek yarası
Kabuk bağlasın diye geri de durduğum
Kendimden kendim gibi bildiklerimden
Kovuşturması sürüyormuş dediler aşkın
Gelip giden tepeden tırnağa aranıyormuş
İçinden çocuk taşanların bir de yüreği
Yüreği elinde uçurtma olanların girişlerine
Çıkışlarına karışmıyormuş kimseler
Ben bilmiyordum matematiğin evrenselliğinin
İnsan hapishanesi kadar dar olduğunu
Bu yüzden aklımın kevgire dönmesine
Ve kalbimden daha çok olmasına izin vermedim
Veremezdim küçültülmüş şarkılardan
Din iman edinip yarın umut etmeyi
Sancımı sakladığım zulamdan çıkarmadım
Moğol orduları gibi gelmekte olan soruları
Hilalin içine alıp yok ettiğim de
Allah u Ekber diyecekti o sancı “Allah u Ekber”
5.0
100% (3)