18
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
1151
Okunma
Canım sıkılıyor
Bir avuç
Yaşama sevincini de yitirdim
Günler
Geceler
Hep aynı tedirginlikle geçiyor
Benden sana hayır yok
Bilesin
Ahmak ıslatan yağmurlar gibiyim
Vurgun yemiş gece
Can evimden
Suya atılan taş gibi halka halka
Kolum kanadı kırılmış
Bir serçe
Yaprağı kopan papatya
Bir çocuğun elinde
Ağlayan gelinciğim
Bana dokunma!
Elim kolum bağlandı
Dört duvar arasında
Eylül’lün geçit törenini seyrediyorum
Penceremden
Bak işte geldi
Ağrılarla ağıtlarla
Kağıtlara sıymayan
Bu son bahar
Son sabahların sancısında yüreğim
Yaşama sevincimi kaybettim
Ağlayan bulutlar gibi gözlerim
Geceler sessiz karanlık puştluk doğuruyor
Uzaklarda maviler kararıyor
Gece sessiz sakin
Bir tek bir tek Ağustos böceklerinin
Sesi geliyor
Kolum kanadım kırık
Bir dua gibi hayat
Gelip geçiyor
Varla yok arasında umutsuz
Uzun yolculuğum
Umutsuzlarını dokuz eylül de bıraktım
Bir demet güneş saklıyorum
İçimde zamandan kalma
Son kırıntıları serçelere, bütün kuşlara attım
Bu uzun sessizlikte
Sabahı bekliyorum
Uzaklarda fidanlar ateşe verildi
İnsanlar insanlık ölüyor
Ben kahroluyorum
Bir bardak suda boğuluyor düşlerim
Bu gün İzmir gibiyim
Yeniden doğmak istiyorum
Anamdan
Saati
İncir zamanına kurdum..
...Ama umutsuzluk yok!..
....her ateş kendi cürmü kadar yer yakar...
Düştüğü yeri her doğan günü seviyorum..
Ülkem gibi anlatırlar
Yaşlı meşe ağacı unutmuş bile olsa
Bazı kelimeleri
SEVGİ insanlar enaz kendini sevdiği kadar ülkesini sevmeli...
09.09.1922 güzel İzmir ’ imizin kurtuluşu umutların yeniden palazlaması elbette güneş doğacak en karanlık gecelerden sonra o gün nasıl söküp attıksa hain DÜŞMANI bu gün yine aynı kana sahibiz. Evelallah! Karanlıklar ebedi sürmez..
K U T L U Y O R U M...
Nurten Ak Aygen
09.09.2015
5.0
100% (24)