ellerin ellerindeyken ölsün istiyorum
ellerin şimdi derin çizgiler bırakıyor
alnında renksiz siyah ip
ucu ucuna oturarak
sayemde bütün çiçeklerin yapraklarını kopardığım papatyalardan özür diledim
dün gece gökyüzüne
baktığım aynalardan nefret ettiğim kadar
hiç doğmasaydım yaşamanın ölmekten
güzel
güzel
güzel
bir sonraki gün gelecek
İçinde deniz toprak kum çırılçıplak ayaklar
geçsin
geçsin
mavi denizlerin atlası sarı nergizleri küs geçirdik baharları yalınayak
bayırlara ip ucu açık duran pencere
tül perdelerde gün astık
ay doğmuş gecenin karanlığında
kirpiklerinin arasında toz toprak
yaşamak
yasak
yasak
kondurduğun kahkaha
kırk kralla barışık
us başımda
nereden bileceksiniz
en masum gecelerin
kuytularında boğuluyor
ateşe veriliyor yaşamlar
filizleri kırılıyor budaklarından
yaşken devriliyor ağaçlar
kurban aşk otağında çağlayan ırmaklar kesiyorlar puşt baskınlar
neden
neden
neden
elimiz kolumuz bağlı
eskisinden daha çok
ağlamayı unuttuk
ağlamak
ateş ucuna
kondurulmuş bir öpücük
güneş yanığı tenin
ellerin yalan
yalan yalancı baharlara teslim
memleketim


II

Bir kahve taşımı sabır
ne çabuk eskiriyoruz ölüleri bile
daha dün
kıyıya vuran çocuğu
bu gün dağlıcayı
yarın kimi konuşuyor olacağız
kim bilebilir
poğaça üstüne
çörek otu serper gibi
serpiliyor ölüleri
günlük
bitiriyoruz ne çabuk
öyle değil mi ?





Yurdumun dört köşesine
düşüyor ortalık yangın yeri

pişkinlikten zar atılıyor
ölüler üstüne
bir dört iki sıfır atıyoruz
sırf bu yüzden değil mi
ölümlerin sebebi

bir dört iki sıfır
fazlası göz çıkarmaz
ölü toprağı serpilen millet
daha ne bekliyorsunuz
geceyi
gece kahpe gece pusu gece puşt
toptan yakın
yıldızları olmadı olmadı
mum ışığında mum dikin
ay battığında
ama sakın yüz mumluk elektrik yakmayın!






Sipcaplar türkü söylüyor
inlerinde
besili kargalar
beslenmiş
eşgare
hâlâ kanlı elleri
asker bebek katillerinin ellerini
sıkarlar masa başında
tutmaya devam eder
pes doğrusu bu kadar pişkinlik




itirafları duydunuz mu ?
sanki başkaları etmiş gibi anlatırlar
yedikleri haltı
milletin gözüne gözüne sokuyorlar tehditkar
umurlarında değil ölenler
ölenler onların çocukları değil




onlara
bir dört iki sıfır gerek
hayallerini gerçekleştirebilmeye
hangi yolla olursa olsun
geldi çoktan
İtirafname
amma velakin millet nerede
kapısında yatıyorum sabahın
akşam olmasın
kör kurşunlar değmesin
koç yiğitlere
benim milletimin evlatlarına
askerlerime
ah! Gri bulutlar gidin
peygamberimizi koruyan
örümcekler aşkına
Gidin gidin
set çekin puşt baskınları önlerine
koruyun artık dursun zulüm
hayır yok
arı beyinden
yazık bir avuç bayram görmeden
elli günde
doksan yedi şehit !!



sorumlusu kim?
yoklayın kendinizi
özgürlük bu değil
hayaldi gerçek oldu
ne oldu
alın teri
gözyaşı
çöpe döküldü
bir dört iki sıfır
adambaşı olsaydı
bu işler başımıza gelmecekti
demekki
olmama ihtimalini gözden sildiler
demekki biz ölmüşüz
biz yokuz
silahları ellerine verdiler
önlerine sıra sıra dizdiler
sattılar vatanı üç kuruşa şer.........
PEKi: Fatma gülün suçu ne???



Nurten Ak Aygen
08.09.2015