Rüzgârlar gelir müjdeci, rahmet öncesinde,
Âlemlere rahmet vardı, İsa’nın müjdesinde,
Yağdı yağmur, asırlar önce, yirmi Nisan gecesinde,
Sağnak sağnak, yine yağ, Yağmur!

Kıyamet denen şey; Cümle mahlûkât ölür,
Nefsimize yenildik, maneviyat sizlere ömür,
Yağmur ile kıyamet, mahşere dönüşür,
Sağnak sağnak, yine yağ, Yağmur!

Yığın yığın gezmekte, bulutlar, sema da,
Hasretle beklediğimiz, yağmur mu yüklü, acaba!
Ne olur, ne olur, ismini anan, çatlamış dudaklara,
Sağnak sağnak, yine yağ, Yağmur!

Gökkuşağı tebessümde, yağmurun yağışına,
Şimşekler gark eder kâinâtı, nurlu ışığına,
Bırakın kavuşsun âlem, rahmet denen aşığına,
Sağnak sağnak, yine yağ, Yağmur!

Karanlık geceler, kâbus olmuyor artık,
Karanlıklar dahi, gündüz gibi aydınlık,
Gecemizi karartan, sensizlik, ondört asırlık,
Sağnak sağnak, yine yağ,Yağmur!

Rahmet ile diriliyorsa, ölümünden sonra tabiât,
Doyar da yağmura, yeşerirya nebâtât,
Rahmet te sen , yağmur da sen, sana muhtaç kâinat,
Sağnak sağnak, yine, yağ, Yağmur!

Kâr etmiyor artık, kutlu doğumlarda ağlamak,
Yakışır bize, hasretinle, yanıp, kül olmak,
Kâfi gelir, yağmurda sırıl sıklam ıslanmak,
Sağnak sağnak, yine yağ, Yağmur!

Çiçekler açtırdın, yağdığın çöllere,
Yudum yudum rahmet oldun, düştüğün gönüllere,
Seni anıp ta, susuz kalan bu dillere,
Sağnak sağnak, yine yağ, Yağmur!

Sensiz tadı yok, salkım salkım hurmaların,
Kokusu dahi kalmadı, güzel kokulu otların,
Yağmursuz neye yarar ki, beslediği toprağın,
Sağnak sağnak, yine yağ, Yağmur!

İsmail KILIÇBAY