19
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
2362
Okunma

Fıtratımda yok baba;
Sondan ibaret iken kıyısı ömrün
Hele ki hükmederken hüzün.
Kaygılıyım ve dağınık ve hepten silik
Gözümde kalan o son resim.
Üşüsem de yok örten üstümü
Kırık kolum kanadım gittiğinden beri.
Tıkış tıkış yüreğim
Afaki sevgilerle
Muzdaripim bir o kadar vasıfsız kimliklerle.
Tokuşurken ince belli bardaklar
Nasıl da hükmediyor şu melun anılar.
Sevi dilini yitirdim yitireli
Konuşlandığım hüznün rahminde:
Doğmaksa her gün yeniden
Hani neredesin sen…
Kızgınım, öfkeli, çaresiz
Zengin olsa da gönlüm
Kıyısında yürüdüğüm o sessizlik
Yok mu ki beni esir alan,
Sona gelmek olsa keşke eldeki son derman.
Sancılı imgeler
Belirsiz inan ki tabi olduğum kareler
Kararsızım hele ki yürürken arasında
Tüm o gel-gitler…
Dilim lal, bilsem keşke
Ne gelir elden.
Gözlerim örtülü
Üzerime serpilmiş adeta ölü toprağı.
Kımıltıları kalbin en can yakan,
Hesapsızca insanların kınından çıkardığı
Onca yalan.
Belirsizliğin rotasını çizemezken,
Bir mecranın kundaklanmış yalnızlığında
Harala gürele devinirken zaman,
Adsız mekânların göreceliğinde
Belki dünün izdüşümünde
Hızlanırken soluklarım
Tüm muhalif düşüngeçlerin nihai yergisi belki de
İz bırakan o tahakküm gücünün
İdrakini kabullenmekte yaşadığım ikilem.
Paye verilmiş düşlerin,
Sona gelmediğim yolculukların
Güvertede asılı kalmış son kancasına
Takılı kalmış iken
Reva görülen o sorgusuz misilleme
Peyder pey yükselirken
Boyutsuzluğun sancısı
Yüreğin iklimlerinde salınıp durur
Benliğin o garip sarkacı
Tüm algılamaya inat bihaber andan,
Yarına meyilli gece alabildiğine
Karanlığın hükmü verilmiş inan ki
Ölüm düşmeden önce gözlerime.
5.0
100% (20)