2
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
1242
Okunma
sözlerin zamanı geçti
susmanında
ve duymanın
sil hafız.
gök..bir boşluk sarnıcı
tenekelerini çalıyor hayat
hangi sesin ahengine uyanalım?
deli bir çağ fiyaskosu düşürülmüş metinler
göbeği karnından kesik
ontolojik savruluşun kırılan kemik sesi
söylendikçe karışan iz..
boş kulak
dolu ağız
mutantan bağırgan ölümler
asılsız..yaşadığımız
kâr sayılmaz
kartpostalda fırtına, bir gözyaşı silüeti
oysa nasıl gerçek, bak
tabiatta bir çiçeğin açma serüveni
çöz şimdi bütün örgüleri
ışığı vuran kör bir ademin
yutkunduğu kuyu
bir ceylanın içtiği su damlasında
ben değmedim, sen-de bilmezsin
kuş ağuşu kadar y’el tuttum
geleceğini ararken gerçeğin..
şurama doğru gelen acı
sona doğru süslen
döşümüz delik kumbara
sakladığı apansız umut..
biraz kaldığın dünyada
gömüyüde gömülüşüde
ya iyi hatırla
ya iyi unut
gözleriyle şakıyan bülbül
cân-ı cisminde parlayan elvânı
ışığından yakala
sesinde cennet bahçeleri kurulan
imdadı kesik gül
koklanmadı daha
görklü boynundan
ve uçurulup keskin yamacından
kirpikleri
delip geçmedi ruhumu boynumdan
kanayan ağzımın rüyasına