(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Gözlerime demesin düşlerim uyu yusuf misal gezerim başları kuyu davranır ayağımı çekmelere nazlı yar bilsen sensiz nasıl sızlıyor içim sazlı batak kıyıları kalakaldım eli sazlı yar
bala banam şekere katam ben seni pembesi al bal dudağın en masum busesini sun sinen olmasın yine kaygular duyar vara böyle ırağın ötende yatam sabahınan horozlar ötende beni uykudan uyar ey gül yüzlü yar..இܓ
இܓ*H.DemirCAN 'im. Hem şehrim.. *இܓ
இܓŞEHRİN DİLİ இܓ
Her şehrin bir dili vardır. Şehrin dilini anlamak için de yaşadığımız şehrin medeniyetini tanımak gerekir. Medeniyetini ne kadar tanırsak, şehirle o kadar konuşuruz ve o “şehirli” oluruz. Ayrıca şehrin taşını-toprağını, havasını-suyunu, çiçeğini-böceğini tanıdıkça da yakınlığımız artar. Bir de o medeniyetin hamurunu yoğuran ve pişiren, insanına önder olan dervîşlerin, edîblerin, âşıkların, garîblerin, tarihi şahsiyetlerin ruhaniyetine yönelirsek yaşadığımız şehirle hemdem ve “hem-şehri” oluruz. Konuşuruz, dertleşiriz ve paylaşırız, o şehirde doğmasak bile... Nice “doymak” için gelenler yaşadığı şehrin bu lisânı öğrenmiş “şehirli” yani “hem-şehri” olmuş, niceleri de o şehirde doğmasına rağmen şehrin dilinden habersiz “yabancı” yani “şehre küskünler” olmuştur. இܓ
இܓ İstanbul'un gözü kara bu gece ;)
இܓÇılgın Kamp 2015 இܓ- Çay House இܓ- YouTube
çay house çılgın kamp ile ilgili video▶ 3:55 www.youtube.com/watch?v=VrsyTULt8ao
6 gün önce - Çay House tarafından yüklendi Çay House'un çekirdek ekibiyle Istanbul'da yaptığımız okuma kampı sırasında spontane olarak "haydi böyle ...
இܓHAKİKAT-I TEAVÜNE (YARDIMLAŞMA HAKİKATİNE) BİR MİSAL இܓ
இܓKökün iki tane vazifesi vardır. Birisi, ağacı ayakta tutmaktır. Diğeri ise, ağaca lâzım olan maddeleri topraktan almaktır. Lâkin iğne yapraklı ağaçların (ardıç, çam gibi) yetiştiği topraklar, asit karakterli olduğundan, kök lâzım olan maddeleri topraktan alamaz. İşte ağaç bu sıkıntı içinde kıvranırken, emri rabbani ile bir mantar gider köküne yerleşir. Ağaca lâzım olan maddeleri onun için hazırlar ve ağaca takdim eder. Ağaçta bu iyiliğe karşı ürettiği şekerin bir kısmını ona verir. இܓ Ey kâfir! Bu anlatılan teâvün hakikatinin faili olan Allah’ı kabul etmezsen, şu sorulara cevap ver de görelim; 1- Mantar, ağacın bu sıkıntısını nereden biliyor? Elbette bilmesi mümkün değildir. Zira bilmek ilim sıfatının varlığı ile mümkündür. Mantar ise bu sıfattan yoksundur. Yoksa kendinden dahi haberi olmayan mantarın, İbni Sina kadar akıllı olduğunu mu iddia ediyorsun? 2- Haydi biliyor diyelim. Lâkin ona yardım etmek merhametin eseridir. Hâlbuki mantarın merhameti de yoktur. 3- Haydi merhameti de var diyelim, acaba kökün yapamadığı işi o nasıl yapıyor? 4- Ağaca lâzım olan maddeleri nereden biliyor? Hangi mektep de botanik okumuş? 5- Acaba, ağacın bu iyiliğin altında kalmayıp mantara şeker sunması onun minnettarlığının bir eseri midir?இܓ
*Çınaraltı *இܓ
இܓEşekli Ninni இܓ MirCAN Kaya- YouTube
eşekli ninni ile ilgili video▶ 16:36 www.youtube.com/watch?v=wGMDG5jA5zY
4 Oca 2015 - Ninni Dinle tarafından yüklendi Mircan Kaya - Eşekli Ninni Ninni TV Kanalimiza Hoşgeldiniz Bebeklerinizi uyutmak için en güzel ninniler ...
இܓÖlüm, rûhun bedenden doğuşudur. Gününü dolduran bir bebeğin annesinden doğması gibi, vakti geldiğinde tüm ruhlar da bedenlerinden çıkarak, âhirete doğacaklar. Bunu düşünürken, fincanın dibinde kalan çaya dedim ki: Ah elbet de içerim, ben seni bırakamam! Yârdan gelen ikrâmın, zerresini atamam! Ömür de bir ikramsa bize, israf etmeden geçirmek gerek, tek ânı kaçırmadan…இܓஇܓஇܓ
இܓஇܓஇܓஇܓஇܓ & இܓ
இܓYumduk gözlerimizi .Binlerce Şekerboncukla birlikte Güneş'e uçtuk.SEVGİye Selâm gerek .Hep bir ağızdan seslendik ona :
Şiirin her dizesi içimizde ki isyanlara bir kamçı daha attı sanırım! Ölüm kime yakışır kime yakışmaz gibi bir hesapları yok ki bunların, birileri menfaatleri doğrultusunda tüm kelebekleri yakar şöyle düşünür; ben sonsuza kadar var olacağım ben güçlüyüm, onlarsa güçsüz iki kanat zaten yaşayacağı bir gündü!
Cahilliğin geldiği noktayı kestirmek için çok zeki olmaya gerek yok, oynanan tek bir oyun var o da adam asmaca..
Yakıştıramadığımız ölüm herkesin ensesine üflüyor!
renkler bir bir kayıp gidiverirken gözlerimizin önünden, çiçek suya, toprağına küser, engelleyemezsin, hangi yöne dönsen karanlıktır artık. beş para etmez ruhlara paha biçilir eli kılıçlılarca. barış onlara fazla gelir, daha "bar" derken sustururlar. acı planları yapılır gizli ritüellerde, daha fazla acı... uykudakiler kan ve etleriyle onların kılıçlarını yağlamaya devam ederler, bilmezler.
göğe bir resim çiz naze...bütün yargısız infazların ve çıkmazların arasında, ölümün kol gezdiği sokaklarda, mezarlardan yükselen çığlıkları yüzümüze dikecek öyle bir resim çiz ki; bize baktıklarında işlediği suçları görmekten yerin dibine geçsinler...bakacak yüzleri olmasın ölüm bekçilerinin...
bir resim naze...yere uzanmış ölü taklidi yapan çocukların; kırmızı, beyaz, pembe tişörtleriyle ellerinin birbirine kenetli olan resmi..duvara yansıyan gölgelerinde de kelebeği kovalayan çocuklar peşine vermiş...kelebek gibi kısa ömürlü oyunlarda bir ağacın gölgesine sığınmak istemişler sadece...
çocukları kaldır yerden...üstünü ört üşümüşlerdir şimdi...
o resime bakıyorum şimdi...yüzümde sağnak bir bulutla sesimi orda bırakıp masal anlatmaya başlıyorum küçüklere...korkmayın! diyorum şimdi yıldırım, şimşek olacağım ve onları püskürteceğim oyun bahçenizden...yeryüzünden her kötülüğü sileceğim...canınızı yakamayacak kimse...yine kelebekleri kovalayacaksınız...elinizde göğe saldığınız uçurtmanızı ve gökkuşağının tüm rengini güneş gibi başınıza geçireceksiniz...arada bir olacak yağmurla bulut...yalnızca arada bir sulamak için köklerini ağaçların...ve açtırmak için yanağınızdaki gül renkli tomurcukları..korkmayın sakın yanınızdayım!
masal bu ya sadece güzellik ve sağlıktı burda her şey...
sevgiyle naze...
Yaralım tarafından 7/28/2015 2:01:52 PM zamanında düzenlenmiştir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.