1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1110
Okunma

‘Sur/uçta kalleş bir devrilişti ölüm. Dil kendi çukuruna düştü, insan etini yine puşt’lar bölüştü’…Saygıyla…
Öfkeli yankıların terli kelepçesinde k/an
Kükreyen dillerin koynunda Azrail ıslığı
Kendi türkülerini söyler iken insanlar
Bir can/i çeker pimi, parçalanır kuşlar
O sağanak öfkelerin koynuna girmiş ölüm
Esrik bir şaşkınlık b/akışı son kez yüzlerde
Bir daha duyamayacak şarkıları o çocuklar
Aşkın türküleri olmayacak yanık dillerinde
Çıkıp kabuğumdan haykırsam aymazlıklara
Kurşunlar yağdırsam yedi düvelin atlılarına
Dağlara sürsem bin yıllık puşt suskunluğumu
Parçalanmış tüm bedenlere haykırılar sunsam
Gül atın topraklara şimdi, kınalar yakın dillere
Yırtık sesler toplayın alanlardan, gömün derine
Suskun ütopyasında ağlıyor insanlık cinnetlere
İnsanlık suskun nicedir, utancı da vurun kelepçeye
Selahattin YETGİN
5.0
100% (6)