6
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
1263
Okunma

Sana martılardan gökyüzü ısmarlamamı ister misin
Islak bakışlarımı hırpalayan kaç dalgayı seversin
Peki, denize maviliği ile okşatsam saçlarını
Yahut kayıkçı kavgalarına bıraksam dilimin küfürbaz yanını
Gülümsemen için kaç yakamozla ışıtmalıyım göz bebeklerini
Bilmem ki
Biraz mevsiminden habersiz hüzün,
Ve bu aşktan basireti bağlanmış kireç beyazı yüzün
Yanı başımda uyuklayan sarhoş kaldırımlar
Emaneten yalpalayan,
Suskun gözlerimi tut düşüverirse düşlerinden
Vazgeçen yanlarından vazgeçer misin artık
Bilmem ki
Tespih taneleri bilir öfkelerimi,
İmamesinde tedirgin sokak naraları
Kaç kez kırkikindi yağmurlarıyla,
Gözyaşlarımın üstünü üşümesin diye örttüm
Ve kaç sefer bekledim kalabalık vagonlu sevda trenini,
Seni kaybettiğim son garda
Bilmem ki
Anlamıyorum, hiçbir duvarı yaslanırken incitmemişti sırtım oysa
Sadece ısırılmış izmaritler biriktirmiştim biraz,
Kapından ilk adım atacağın yerde
Ne sana gelişimi hissedebildin,
Ne de sokağında sokak köpekleriyle bekleyişimi
Son bir kez daha gel dersen,
Kahvesi solmuş yorgun gözlerime sormalıyım helallik isteyerek
Yine de bilmem ki
Ah Asya ah,
Seni ilk kez gördüğüm o yol çatına sevdamı bırakırken
Farkında değildim sendeleyerek düşen hayallerimin
Uzak denizlerin maviliklerine küs gözlerim,
Ve ılıman iklimlerde üşüyen şiirlerim vardı
Kavgalı bakışlarından irkiliyorum
Simsiyah kokusundan medet umduğum saçlarına yemin olsun ki
Kalbine son rötuşu göz yaşlarımla yaptım,
Sen, bilmem kaçıncı uykunla kadeh tokuşturuyorken
keşke, saçlarındaki şımarıklığı kusup da sevebilseydin beni
uytun .........