ölme dostum,
kalk şu toprağa dönüşmüş döşeğinden
çökmüş bir bina değilsin sen.
yüzünü örtecek
gözlerini kapatacak kimsen yok senin,
tut kendi elini
diril;
yoksa onlar da hep açık kalacak
perdesi çekilmemiş penceren gibi.

aç kalbini oğlum,
hayata çevir yüzünü
gerin aşka doğru derin derin,
göreceksin
daha nesli tükenmemiş sevdalar var;
yıldızlar gözedecek çıplak düşlerine
laf atacak deli rüzgâr,
denizi koklayacaksın rüyalarının sahilinde
bir kadın geçecek yüreğinin yanından,
etekleri cilveli
bileğinde halhal;
düşeceksin peşine zıpkın yemiş balık gibi,
adımlarını sayacaksın hece hece
işmar edecek dalgalı saçları
çekinme
sen de bir ıslık çal.

aç fikrini arkadaş,
kaldır yumruğunu
aş meydanında savaşanlar
can pazarında satılanlar var.
şeytanın elinden
kan içiyor savaş tanrısı eski bir testiden,
Filistin sokaklarında bir çocuk ağlaması duymuyor musun?
bak!
ağzında parçalanmış annesinin memesi,
görmüyor musun kadının parçalanmış bedenini
ve gömleğini çıkarıp ayıp yerini neden örtmüyorsun?

öl şimdi!



ö.n.