1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
590
Okunma
sesine dokundum yine
yitirdiğin sesine
acının göğsünü emerek büyüdüm ben
kör pencereme yasladım başımı
sokağın içinden gelip geçenleri seyrettim
insanların adımlarını takip ettim
hiç kimse senin kadar güzel yürümedi bu yollarda
hiç kimse senin kadar göğün mavisine benzemedi
hiç kimse senin kadar mavi de olmadı
sonra göğü yere indirebilir miyim ?
diye düşündüm içimden
gülüşünü göğe benzettim bir ara
bir ara yarım kaldım
bir parçam sendeydi
anılarımı kuşandım yine
yaşamın en mayhoş serinliğinde
sonra şurama bir rüzgar değdi
ve şuramda bir ben öldüm
sen içimde
ben dışımda
sonra ellerin gelir aklıma
o dokunulası, koklanılası, öpülesi ellerin
bir papatya, bir sümbül, bir menekşe kokulu ellerin
ince bir yağmur tanesi
ıslak bir gecenin altında
göğü aydınlatan yıldızlar
ve ellerin dudaklarımda bir iklimin baharı gibi
kirpiklerin sevdaya bir köprü
içinden geçeriz şimdi
sen
ve
ben
ibrahim dalkılıç
07/07/2015
5.0
100% (2)