10
Yorum
32
Beğeni
5,0
Puan
1451
Okunma

Sıcak. Eldivenin kendini ele verdiği Temmuz
donmuş suretlerin buzdan ve bulutlardan kırılan ve cinayeti tasvirleyen aynalardan
ölüleri kendi meşguliyeti içinde betimleyen bedevilerin elsiz ayaksız hatta omurgasız
tek hücreli seslerden uğultu toplayan sürgün şiirlerin dediği gibi nerde kalmıştık...
Zamanın bir yerinden yazıyorum, Paulo Coelho’nun, suya bıraktığı yedinci sözcükten
kumdan kefenden kefrenden ücünü pramidin beşinci duvarından kırmızı şifreden
nerde kalmıştık, häla orda mı tanrının unuttuğu onuncu kent
Uzun bir kullanma tarihi, insanın manifestosun da, ötekinin külüne dökülen iskeletlerin
elsiz dilsiz mazeret siz’ yüzün gözlere akan ısır kan dişlere zehrin ve cesetsiz türbelerin
etrafında dikey dönen yer kürenin kaderi diye, diye, nerde kalmıştık gölgesi beyaz sevgili...
Bir mevsim dolusu ruh vurdu karaya’ failin parmak izlerini silmiş tanrılar
erimiş eterden ve ölü kelebeklerden anladım
beynin izetoplarında tarifle’ proton sayıları aynı (p.s= A.N), nötron sayısı + proton ...
Eksik ve yarım her kurgu’ nerden baksam bir harita kanıyor iç evrende
Atlantisten bozulan atomların kütlesine eşit
ölüyoruz ya
nerde kalmıştık....
CC_
5.0
100% (28)