7
Yorum
30
Beğeni
0,0
Puan
4218
Okunma

bir gardayım sanki
uzun bekleyişler durağında
anlamadığım bir tabloyu seyreder gibi
birazdan dağılacak şaşkınlık
o anlamsızlık bulutlarını ütüleyip
tek sayfalık bir romanla
sana dünyamı anlatacağım karartıp içimi
ruhsarı yangın telepatimi
bulutları çalıyor üstümden birileri!
alkolle eterleyip dilimi
sahte rüzgârlar üretiyorum
ve sürekli dilaltı cümlelerle okşuyorum
üşüyen sözcükleri
-inanmak, "iyi anmak"tır biraz hani!-
deliliğin en tarifsiz hâli
sarhoşluğun saçma sapan rapsodisi
bir bardayım sanki!
aşırı su kaybeden bedenimin demli yorgunluğu bugün kahvaltım
muhteşem yalnızlığımın
bilmem kaçıncı taç giyme töreni
hâlâ öğrenemedim
konsiye aşk tüccarları gibi
gölgemi sevmeyi!
kahrımı yüzdürdükçe
mavi umutlu dizelerde
küfürbaz balıklar ürüyor genzimde
ve alnımdan vurmadıkça dudakların ölmeyeceğim belli!
yoksa iyi mi gelir biraz uzaklaşmak
bir an önce kurtulup zemini kaygan düşüncelerden
görmeli mi resti!
hâlâ öyle?
beni önemsemen gerekli önermeler
kıvancımı diri tutan -yaşatan -
hâlâ;
senin beni -gerçekten- gözden çıkarma ihtimâlinin dörtte üçü su
tıpkı benim şekersiz kahveye alış(a)mam gibi
ve kahretsin ki;
yaşama şansımın üçte dördü
hâlâ o ihtimalle ilintili!
uzun lafın kısası sevgili
ya tren siyahı
ya portakal mavisi!
ToprağınSesi
.