24
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1259
Okunma

hey sen kırk kırık senelik kadın
durduğun yeri vaha mı sandın
henüz nedir ki gördüğün
daha düne kadar kördüğündün
kabul et
hilekâr bir mevsimin yeminidir
ayaklarına dolanan al çiçekli yeşillik.
saçlarının don yediğine bakma sen
henüz çim tutmadı kirpiklerinin dibi nemden
çatlamadı bak sapasağlam hâlâ
sabrının boğazına geçirdiğin bilezik
ve henüz kemirmedi ruhunu
aşık olduğun o soylu müzik.
sesin neşeye yakışmadı diye mi
hiç şarkı söylemedin
çizemeyişin körlüğünden miydi
vazonda duran beyaz gülü
hadi memur da olamadın anladım.
şair mi olmalıydın illâ? ve vallahi
ve billahi bil!
bu şiirlerin başları yalan
akıbetleri külliyen esrik.
daha alazlanacaksın
palazlanacaksın biraz daha
önce gırtlağına dek malaz
önce çokça çaresiz
sonra can dediklerinin dilinde bir “siz”
en nihayetinde iz…
ve mir olacaksın işte. ancak o vakit;
adın ve soyadınla
kendi mezarının taşında. silik…
inan pek silik.
JD