2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
988
Okunma
sere serpe uzanırdı,
tembel ve pinti bir halde...
umursamazdı,
bulduğu her yeşil onun yatağıydı,
pastırma sıcaklarıydı onun zamanları
güneş alnına çaktığında
hatırladığı yalnızca başını çevirmek olurdu sağa
ve sonra sola, belki tekrar sağa...
güneş batmaya yakın olurdu o giderken
ardından kediler miyavlar kuşlar çıldırırdı
nedendir bilinmez doğa onu tembelken severdi
pastırma sıcaklarıydı onun en sevimli zamanları
sımsıcak kalbiyle güne paralel
düşündürürdü akılları
güneşin dünyaya hasretiydi belki
belki de güneşin ta kendisiydi.
eylemsizlikti özgürlüğü
yürümek istemediğinde durur
kilometrelere rest çekerdi
bense yorulsam bile yürürdüm
ben gece gibiydim onun ardından gelen
o dururdu ben devam ederdim
o sokakta çalardı, ben evde dinlerdim
o yaşarken ben yaşamayı denerdim.
benim zamanım soğuk kış akşamlarıydı,
ne kediler koşardı ardımdan,
ne de kuşlar sayıklardı adımı
soğuk bedenim ay ışığında titrerdi
belki onun antagonistiydim
bence yalnızca onun zihnindeydim
yoksa doğa neden sevmesindi beni
neden kediler koşmasındı ardımdan?
beni var ediyordu ve mutluyduk
pastırma sıcaklarında o,
kış gecelerinde ben,
hiç bahar gelmezdi ki kavuşalım...
5.0
100% (2)