4
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1383
Okunma
çekip, gitmekli...
çekip-gitmeli.
dön dolaş, hep aynı yerde kopuyor filmin son sahnesi
uzun metrajlı bir felsefenin, kısa metraj iz düşümü gibi hayat!
biraz senden, biraz benden, biraz herkesten
götürüp gidiyorken sahili yalayan dalgalar
çekip, gitmeli.
düzülmeksizin gelinmiş bir arenada
aranjman bukletler ve ardında kandırma içsel kurgularıyla,
sabah ışıklarının sızdığı çıplak tenlerin teslimiyeti
ya da teslim olmuş bedenlerde uyanan savaşma eylimleri.
hepsi bir yana da, aslında!
"dön-gel" denmeyecek kadar yosmalaşmış geçmişi
sırtımızdan atıp
çekip-gitmeli.
bir damla kanayışın ıslattığı bedeni,
girmediği hafızaya gömüp
soğuk musalla taşına "mazi" yazarakta olsa,
tutulmuş köşebaşları arasında sinsi slolomlar atarak
bir buz kalıbının üzerinde, kaygan zemindekine benzer kayışla
"dön" nidaları dikte eden, gömülü bedenin telkinlerine aldırmaksızın
çekip
gitmeli...