2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1781
Okunma
bir pusu kaygısında yakalnırsın sıtmaya
için içinden taşar ağır aksak
gecenin korkusuna salarsın nice canları
beyin hükmetmekten tükenir varlığına
bir intihar ve bir başka tür ölüm,
son çizgisine dayanır enine voltalarla.
bir hengame, bir telaş...
gecenin ayazına teslim olmamayadır direnimin.
korkuların karşında
diğer tüm herşey ile
adımlarsın, adımladıkça azalır azaldıkça dolarsın
annen düşer aklına, ve geride kalan hatıraların.
ayaz bükmek için çırpınır belini,
korku ağını atıp bekler içine.
direnirsin, adımlamaya devam etmenin gün doğumunda
dalarsın geceye, dalarsın içine sinmeyen tüm bilinmeze
sen yürürsün, sen dim dik...
bir isyan saplantısı yüreğinde
mağrur başın ve içini kemiren ateş
sen yürürsün ve seni izledikçe
ölüm bile tükenir
çeliklemiş iradenle....
yıldızlar belirir gökyüzünde
bir selam kaygısında, merasim düzeninde
saymak geçmez aklından, çünkü bilirsin
birazdan düşecektir içlerinden pek çoğu
yüzüne tebessüm konar nerden geldiği bilinmeyen
ay parlaklığına bulanırsın aniden
içindeki herşey yiter gider
aklında hafiflemenin yargısı
bir bayram neşesi gelir konar zihninin terasına
sevinen insanlar görür gözlerin gecenin karanlığını yararcasına
gül yanaklı çocukların sokak arası düelloları takılır yadına
ve sen düşen kırağının telvesinde
içinden nice yaşayışları geçirirken
yıldızlar dökülür başından aşağı....