2
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
746
Okunma
hiç vurulur mu gök yüzündeki kuşlar
bu beyaz eller dalgın ağaçlardan geliyor
kapılardan sızıyor ilk günün ışıkları
acısı dağılıyor yüzümde
ve dalgınlık ötesi dileğimdi
avuçlarıma dökülen huzme
gel de dinleme şimdi
bakışlarını bir kediye ödünç veren intibayı
kasabın seni çöp öğütücü bir duyarlılıkla sevmesi
her an ağzında gevelediğin sarsıntılar için
eşlik edici üçüncü şahıs olmak
ilgili mukavemeti çoğaltmaya yetmiyor
pür realist bir ressam için
çabuk kavramak gerekiyor alaycı yıldızları
o odadan bir başka odaya
fakat asla
yan yana bastırılmış iki figür arasında
iradesizliğin alt yapısı olmak
uykusunda bölünmezlik süsü verilen yekpareye
nöbetçiler dikip muhafaza eylemenin ne anlamı var
kitaba kalkan el derken esnetilmiş
iki aslın tam bütünlüğünden kasıt bir önerme değil
sağdan bakılınca güneşe sağdan
soldan bakılınca sola yatan uykusuz gecelerimsin
tek dilek meyhanesinde karanlığı didiklerken
küçülen ayaklarımı yer korkusuna alıştırmanın hafifliği
geçince oval ve her şekle benzer ağlamak
bir damla huzur imiş.