4
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1262
Okunma

“hiç bir silgi, geri vermiyor sildiklerini”
bazen buğulu bir camın arkasında kalır hayat!
topraktan gelinip, topraga gidilen bu yolculukta
ölüm gerçeğinin yanında, yaşamın koca bir yalan olduğunu anlarsın.
bir çocuğun gözlerindeki o mutluluk ışığını görünce
bir annenin çocuğu için, neden feda olduğunu anlarsın.
yağmurun neden ağladığını, sırılsıklam aşık olunca anlarsın.
hayallerin ağır gelir uğur böceğinin kanadına
kirpiklerin ıslanır gözyaşın yanağından süzülür
o an ağlatmanın değil, asıl maharetin güldürmek olduğunu anlarsın.
kendinden vazgeçip başkaları için yaşamaya başlayınca
zamanın ömrüne açtığı yaralara alışınca
bu karanlık ormanda, tek başına bir ağaç gibi yaşlanınca
çevrendeki kalabalık sürüye rağmen…
aslında yapayalnız olduğunu anlarsın.
en çok sevdiğin, en zayıf yerinde vurur
sessiz çığlıklarını, en yakının bile duymaz
canımdan can dediğin, yıldızlar kadar uzak kalır
öyle günlerin olurki…
uçurumun derinliğini, uçuruma düşmeden anlarsın
sevilmenin değil, sevmenin ölümsüz olduğunu
hiçbir karşılık gözetmeden sevince anlarsın.
küçük bir rüzgarla bütün kapılar yüzüne kapanır
gitmez sandığın, vedasız çekip gider
işte o an…
aşk deyince neden susulduğunu anlarsın.
5.0
100% (9)