2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1121
Okunma

Bu sabahta bir tebessüm fırlattı güneş dağların arasından
Bu sabahta gökyüzünün gözleri uykulu, kıpkırmızı
Bir ressamın fırçasından fırlamış misali… öyle bir şaheser
Tüm kafiyeleri kızıllığında barındırıyor, yazmaya değer
Seni hatırlatan güzelliklerle uyandım bu sabahada
Yani mesafelere aldanma ben seninle uyandım bu sabahta
Sonra iki bardak çay doldurdum sana ve bana
İki bardağı da iliştirdim masanın aynı tarafına
Sıcak bardaklardan buram buram tüten hasret süzülüyordu odada
Kaçıncı uykudaydın bilinmez ama, o an yine sen vardın yanımda
Attım kendimi dışarıya ve oradada sen vardın
Kurumuş ağaçların dallarında beyaz beyaz açmıştın
Önümüzdeki soğuklar henüz bitmemişken, sanırım erken gelen bahara aldandın
Zaten huyundur senin, zaten seni yıkan da hep erken kararların
Sonra uçsuz bucaksız bir çimen görüyorum
Diğer ucu gökyüzüyle birleşene kadar dümdüz
Ve maviyle yeşilin birleştiği nokta o kadar güzelki
Gel de hatırlama işte şimdi seni
Yahut gel de unut yirmidört saatin bir dakikasında
Gel de kafiye yapma güzelliğini satırlara
Satırlar anlamsız kafiyesiz kalır sonlarında da seni anmasam
Sen benim attığım her adımımdasın anla artık, sen benim bitmeyen sevdam…
MURAT BÜYÜK,
07.03.2015
21:10
5.0
100% (3)