18
Yorum
67
Beğeni
5,0
Puan
2762
Okunma

yüzümün kumsallarında taranırken saçların
gide bilmek için bahanelere sığınmaktır ayrılık
sahili boyarken mor dalgalar
adında sağırlık senfonisi
sustuklarımı kusarken göz duvarlarımıza
bir elveda boyu kaybolduk dudaklarının iki yakasında
ulu orta döküldük rüyalara
çığlık çığlık
adıma yakıştırılan delilik nöbetleri
tecrit edilmiş duygular
Yusuf’un çığlıklarında Züleyha
Musa’nın nefesiyle
İsa’nın diliyle gel dedim ya sana
meçhul düş cinayetleri düştü yataklarımıza
adımız telsizlerde cızırtı
sakat dünler işlenirken, yarınların şaşkınlığına
vakit gece yarısı
vakit dün
vakit bilmem ne zaman
dar bir boğazın ensesinden soluyor yelkovan
bileklerimde gün kesiği şafak
yer gök pusat
acıya yumruk olur savrulur gökyüzüne tutsak
yürekte ihanet sessizliği
konuşmayı unuturken tümceler, gözden kusuyor özlemler
dul kalmış bir kadının gerdeğinden düşerken intihar
gecenin gergefinde çığırtkan zaman var
kopuk kopuk sensizliğin şarkısı dolanırken dilimize
nefes nefese bir kuş havalandı göğsümüzden
özgürlük dedi
ölüm dedi
gecem üşüyor sevgili
hecelerim sorular buluyor
yokluğuna çıldıran ışıklar titrek
sormayı unuttuğumuz sorular çılgın
gecenin kanatlarında gölgesini arayan uykusuzluk
musalla taşına saf tutarken umut
bir yoksunluk
bin sensizlik
her bahar ayrılıklara sürgün verirken kadınlar
umudunu yitirdi petunyalar
içimizde kocaman bir boşluk
kuşkular üst üste giydiriyor insanı
onurumu zedeleyen küfürler ettiriyor aklımın giden yanına
düşürmeden gözünden beni
yağmala yak at sendeki beni
öksürük nöbetlerinde kan kusarken sensizliğim
ustura kesiği yalnızlıklar sıvazlar gecelerimi
bedelini ödedim yokluğunun
gel artık sevgili
5.0
98% (52)
3.0
2% (1)