Usul usul bir düzen tutturmuşken kendime Sinsi bir yılan gibi gönlüme giriverdin O gün bugündür artık sığmıyorum bendime Taştıkça duygularım karşımda duruverdin Ne çekip gittin benden ne de ben gibi sevdin Tam yandın dediğimde sönüp giden alevdin.
Sevdadan kör bu gözler gerçeği göremedi Yanar geçer sevdana bin bir yeminler etti Mutluluğu bilmedi sefanı süremedi Baktı değişiklik yok artık canına yetti Gün keserken kızıla camlarını kapadı Perde düştü elinden karanlık oldu adı.
Ki en çok karanlıklar hatırlatırdı beni Zulanda sakladığın gizli sevdalardandım Muştu diye verdiğin al gönül hediyeni Gece gündüz boşuna adını aşkla andım Topladım ne var ne yok ayrılığa soyundum Anladım oynadığın çocukça bir oyundum.
Ve şiirler yazarak bir bir içimi döktüm Anlamazlıktan gelip alınlarından vurdun Baktım can çekişiyor tek tek hepsini yaktım Mezar taşları olsa bir Fatiha okurdun Kefensizdir şiirler bunu gömenler bilir Biten sevda ardından hepsi hibe edilir.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
" melali anlamayan nesle aşina değiliz " Demiş Ahmet Haşim Üstadımız... Zamanında anlam açısından çok eleştirildiği zamanlar da ki.Şu anda edebiyat tarihimizin bir numaralı kilometre taşlarındandır kendisi. Kimi lirik yazar, kimi imgesel, kimi ironik, kimi açık... ?
Kimseye illa kör gözüne alll bu gözüne diye diyeee açık açık anlatmak zorunluluğumuz yok...kaldı ki anlamayana da yapacak bir şey yok.İyi şiir yazan var sa kötü okur olabileceği de bir o kadar gerçek....! Kişilerin şiir bilgisiyle aynı paralelillikte yürür genelde şiire verilen anlam bütünlüğü de...
Can tanem, her zaman ki gibi çok güzeldin.Herkes anlamak zorunda değil, ya da herkes aynı şeyi anlamak zorunda değil.
Ben çok sevdim şiirini.Her zaman ki gibi çok güzeldin.Bu arada gecikmişliğimi bağışla lütfen :( Okumuştum ama yorum yazdığımı düşünüyordum yazmamışım :(
Sayfanda gezinirken farkettim.
Her zaman ki gibi çok güzeldin.
Yürekten kutlarım değerli gönül emeğini.
Selam ve sevgilerimle.
Şükran AY tarafından 2/24/2015 7:46:33 PM zamanında düzenlenmiştir.
Edebiyatı insanlar yarattı insanları edebiyat değil. O yüzden sen yine içinden geldiği gibi söyle şiirlerini tostosum,imanımızı gevreten o ağır lütfu küfründen beter hece öl/çüh/lerinden sıyrılda gel :)
yorumlar üzerine dikkat ile şiiri okuduğumda anlam bütünlüğünün bozulmuş olması gibi birşey durum ya da adına her ne denirse ........ ben bulamadım
zira okuyucunun şiirden aldığı haz ve hissettiği duygular göreceli olmakla birlikte salt bir okuyucunun yorumu ile de sınırlandırılamaz
şöyle ki:
Usul usul bir düzen tutturmuşken kendime - kendi halimde iken (aşktan-meşkten bihaber) / aşka tövbeli ya da Sinsi bir yılan gibi gönlüme giriverdin - ne olduğu belirsize: gökten zembille inivermiş gibisin.. iki yüzlü olduğunu ben sonradan öğrendim O gün bugündür artık sığmıyorum bendime - karakter olarak benim de bu sinsiliğe yanıt vermem gerekli Taştıkça duygularım karşımda duruverdin - zira sen, s/özde meşru bu sev(g)iyi bana karşı dillendirdin, dilendikçe ben senden onulmaz sevdaları Ne çekip gittin benden ne de ben gibi sevdin - işte ikinci dizedeki 'sinsi' tanımının açıklayıcısı olsa gerekti bu dize_ Tam yandın dediğimde sönüp giden alevdin. / ...ve akabinde ise böylesi bir bağlayıcılık, takdire şayan değil de ne..?
Sevdadan kör bu gözler gerçeği göremedi - aşkın gözü kör demişler, hani bu da o hesap (zira aşığın da öyle) Yanar geçer sevdana bin bir yeminler etti - hani öldü göçtü derler ya, öldü gitti de denilebilir / bu bab'da en alttaki yorumda mevcut olan eleştiriselliğe katılmam pek mümkün değil... bence (algı dahilinde) ilgili dizede anılan söylem (yanar geçer), bir yangının sonradan sönmesi niyeti ile de pekâla düşünülebilir... hani yöreselliğe sadık kalaraktan düşünmek gerekirse de, güzel Türkçe'mizde söndüğünde hani ateş, evin hanımefendisi seslenebilir beyine: bey ! bey ! ateş geçti, kalk da odun at sobaya... devamında; sevdadan kör olmuş gözlerin yemini neden olmasın ki..? '' bir başkasına bakarsan iki gözün çıksın inş(şşşşş)allah '' demiyor muydu ilk gençlik yıllarımızdaki sevgililerimiz bize... ilgi için Kanuni'nin veda busesi (bknz.: Hababam Sınıfı)
Mutluluğu bilmedi sefanı süremedi, baktı değişiklik yok artık canına yetti, gün keserken kızıla camlarını kapadı, perde düştü elinden karanlık oldu adı.
/ bütünü ile pek etkileyici olduğundan bölmeye kıyamadım / işbu vesile ile (vesile bir bahane) 'gülen gözler' adlı Türk filmini de izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum; mizanselliğin içinden haykırarak özellikle demek ki mutluluk ve aşkta sürülen sefa (cefa ile karışık) *Vecihi'nin ısrarı ve üstün sadakati imiş..filmin sonunda kızı kapıyor ya bizimkisi, işte b-öyle bir şeydi can şairenin anlatmak istediğini anlamak ile yetinsem az kalacak biliyorum bakıyorum bi-r değişiklik yok, ısrardan vazgeçiyorum yaşayan bir ölüden bir farkım da kalmıyor
- seviyorum veriyor musun - çıtt (cıkks) - peki öyle olsun.. // (bir daha bkz: Şener Şen)
Ki en çok karanlıklar hatırlatırdı beni - sencileyin, bir izdüşüm/ün resmedilişi, bilmekteyken ben yerimi, indindeki o ben'i Zulanda sakladığın gizli sevdalardandım - (karanlık sıfatının çağrışım yollu olarak zula'yı aklına getirmesini pek de zekice buldum) Muştu diye verdiğin al gönül hediyeni - müjde idin; yoğun sevdasızlık hallerimde, çöllerinde dersem hani Ferhat'ın sen kaktüs özellikli, su yerine, bedeline (bedeli ne..?) serap olmayandın ki Gece gündüz boşuna adını aşkla andım, topladım ne var ne yok ayrılığa soyundum anladım oynadığın çocukça bir oyundum
soylu güncelerimizin anısına, al aşkını sok .ıçına diye de belirtmek var iken efendiliği bozmayaraktan, üstteki dizelerin ruhumu nasıl da kuşattığının göstergesi: ekşi sözlükten bulduğum, güftesi Mehmet Erbulan'a, bestesi Necdet Tokatlıoğlu'na ait olan güzide bir eser_
şu dünyada neler gelir yaratılan kul başına mevlam kerim sabır verir al aşkını çal başına
bize bizi bilen gerek, bizi candan seven gerek çağırmadan gelen gerek, al aşkını çal başına
nasıl sevdim bilmedin ki, göz yaşımı silmedin ki zamanında gelmedin ki, al aşkını çal başına
arıdan bal alınmaz mı, sevene kul olunmaz mı senden güzel bulunmaz mı, al aşkını çal başına
.....
Ve şiirler yazarak birbir içimi döktüm - bir sana yazdım, uzatıp elimi göğe, gökyüzümde kuş diye tek seni çizdim Anlamazlıktan gelip alınlarından vurdun, - bir kuş kanadı sıcağındayken hepsi, o yazdıkların var ya işte onların hepsi, yazık ! ya şimdilerde bir cani eli ile vurulmuşluğunun sevdası ile aynı anda (eşzamanda) kolu ve kanadı kırık olmuşluğunun ne hazin g/örüntüsü kaderin de cilvesi (intikamın senin de) baktım can çekişiyor tek tek hepsini yaktım
Mezar taşları olsa bir Fatiha okurdun - sevgili arkadaşım, en az kalbin kadar temiz olan bu sayfayı bana ayırdığın için...? ah o geçmiş günlerimiz..saf ve körpe kalplerimiz, anket defterlerimiz_ bir TSM şarkısını getirmekte iken akla (hatra)
unutulmuş birer birer eski dostlar, eski dostlar ne bir selâm, ne bir haber eski dostlar, eski dostlar
hayâl meyâl düşler gibi uçup giden kuşlar gibi yosun tutan taşlar gibi eski dostlar, eski dostlar
unutulmuş isimlerde bilinmez ki nasıl, nerde şimdi yalnız resimlerde eski dostlar, eski dostlar
// PEK ETKİLENDİM //
ve şiirinin başlığından yola çıkarak finalde kendimden geçtim
tattırdığın tüm bu güzel, içli, bir diğer yandan da kutsi duygular adına teşekkür ederim sana
son sözlerini de kendime seçtim
hep saygım ile
'' Kefensizdir şiirler bunu gömenler bilir Biten sevda ardından hepsi hibe edilir ''
Öncelikle şunu belirtmekte fayda görüyorum sayfamda olmanız bana sadece onur verir..
Ben hece şiirine ilk başlarken bana sunduğunuz yardımları unutmuş değilim..Bunun için size çok şey borçluyum. Ki hala hece de emekleme devresindeyim ki bunu zaten hiç inkar etmedim.
Dün gece tam çıkarken eleştirinizi okudum ve gülümsedim:) Normaldir beğenmediğiniz bir şey olunca elbette ki eleştireceksiniz.
Ama şu da bir gerçektir ki Oflu Hocamın da dediği gibi şiiri yazanla okuyanın algıları farklıdır.
Bu dize hariç ki dıştan gelen materyaller yüzünden bir türlü doğru cümleyi bulamadım
Ben yeterince adın geceden güne andım---- ve şimdi sizinde yazdığınızın ışığında bana göre yine düzelttim çok teşekkür ederim.
Ama öbür yazdıklarınızın çoğuyla ilgilenmedim ki bunun nedenini aşağıda yazacağım:)
Ama...
Gece yattıktan sonra uyuyana kadar çok düşündüm..
Nüs.. Seviyeli güzel kalpli bir kadın. Yardım isteyenden yardımını esirgemeyen ve hece de usta dediğim kalemlerden biri.
Ve şimdiye kadar bir hatamı gördüğünde bana mesaj atıp kızan bu tatlı sert kadın( ki genelde mesaj kutunuz kapalıdır sırf bana mesaj atıp uyarmak için açardınız ) birden bire bu huyundan vazgeçip şiirimin altına bu kadar kızgınlıkla eleştiri döşüyorsa mutlaka ben sizi kıracak bir şey yapmış olmalıydım..İşte ben asıl buna üzüldüm.İnsanız hepimiz hatalar yapıyoruz elbette.Ki bende hatasız olduğumu hiç söylemedim.. Eğer sizi kıracak bir şey yaptıysam ve düzeltme imkanım varsa seve seve elimden geleni yaparım. Çünkü siz bu sitede benim değer verdiğim ender insanlardan birisiniz. Yoksa hiç bir eleştiri beni üzmez.. Gerisi teferruattır.
Sayfama gelen ve şiirimi okuyan yorum yapan veya yapmayan favorsine alan veya almayan tüm defter eşrafının bilmesi gereken bir şey var.
Ben şiir yazıyorum yazı yazıyorum evet.. Ama hiç bir şiirimi laf olsun diye yazmam.. O gün ne hissediyorsam ona göre yazarım..Mutluysam mutlu dizeler dökülür kalemimden..Üzgünsem de üzgün dizeler.
Ben hiç bir şiiri şiir olsun diye yazmam.. Bu Defteri seviyorum.. Ve ben ufacık şeylerden mutlu olmasını bilen insanlardanım.
Hiç şiir kitabı çıkarmadım..Niyetimde yok..Ansızın' a bir ricada bulundum ve bekliyorum:) Eğer olursa sadece bir tane şiir kitabı bastıracağım o da kendime:)
Hiç şairim demedim zaten..
Bu Edebiyat Defteri benim günlüğüm gibidir..Her gün açarım.. Her gün o gün hangi duygu içerisindeysem onu yazarım.. Benim özelimdir bana göre.Ve sayfama gelen herkes de benim dostumdur. Seviyorum.. Şiirimi bu sitede asılı görünce de mutlu oluyorum..Arada gelip açıyorum şiirimi ve üstüne eklediğim resimle beraber okuyup mutlu oluyorum.. Bu da bana yetiyor. Ha seçki kurulu beğenmiş böcük vermiş ya da güne taşımış bu da mutluluğuma mutluluk katıyor o kadar.
Hatalar yapmıyor muyum yazarken yapıyorum..
Ama bütün şiirlerim ve yazılarım benim öz çocuklarımdır..Birinin sümüğü akmış biri çamura yuvarlanmış biri ayağını kırmış ya da pislenmiş diye hiç birini diğerinden az sevmiyorum. Vesselam hem kendimi hem yazdıkları ayrı ayrı seviyorum:)
Algılama olayı herkese göre değişir.. Siz bir satırıma bir anlam veremezken başkası çok anlamlı bulur..Hece şiirinde ben hata olarak sadece tekniği görürüm..Uyaklar da hata varsa kabul etmem. Ama anlam derseniz orda durmanız gerekir ki bende sizin şiirlerinizde istesem bir sürü anlam kargaşası bulabilirim..Bu anlamsız demek değildir elbette..Sadece bana anlamsız gelmiştir.
Ve son olarak..Hiç bir şiirimi zorlamayla yazmamışımdır ya da şu dörtlüğe buna uydurayım diye bir kaygım olmamıştır.. Ben başlarım kalem gerisini getirir.. İster doğru ister yanlış getirir bu da kalemin keyfine kalmıştır:)
Ve sevgili Nüs sizi sayfamda görmek her zaman bana onur verecektir bunu bilmenizi isterim.
Her daim sevgimle.
Ayvazim Deniz tarafından 2/22/2015 12:35:33 PM zamanında düzenlenmiştir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.