12
Yorum
28
Beğeni
0,0
Puan
1272
Okunma

bir inat uğruna
nice sevdalar heba oldu
saklanan duyguları bulmak hiç kolay değil
elma dersem çık
armut dersem çıkma denir ya hani
bak diyorum işte
elma...
gölgelerin arkasına sığınan çocuk ruhunu sevmeme izin ver
yoksa yine karabasanlar çökecek üzerine
ve yine annesiz bedenin titreyerek
yorganı kafasına çekecek.
daha dün
kırlangıçlar almamış mıydı seni kollarımdan
hala didiklenen yüreğim delik deşik
göçüp gittiğin diyarlarda
hangi el sevdi kuzguni saçlarını bilmiyorum
veya hangi evin saçağına kurdun yuvanı
sarkıyorsun başka hayallere.
düşün ki
şimdi saçma gelen düşlerimiz vardı bir zamanlar
mesela
balkonda oturmuşuz zamana karşı
saçlarımızda günün son ışıkları
elimizde tavşan kanı çaylar
gözlerimizde aşkın en koyu demi
sen, ben yok
kaldırıp atmışız parmaklıklardan
bizli düşler parlıyor yüzümüzde.
ve
ortalığa kahkahalar saçan
minik ayakların sürüklenmesi
dizlerimiz de son buluyor
lüle lüle siyah saçlı bir kız ’baba’ diyerek
kocaman yüreğini eline sunuyor
içimde titremelerle yerden alıp kollarına veriyorum.
düşün
uzak diyarlarda geceyi söndüren adam
gündüzün ışıkları gözünü keserken
elini alnına siper edip
son kez geçmişi düşün
düşüncesi bile güzel değil mi?
Ayvazım DENİZ