5
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
2727
Okunma
SALINCAK….
Şarkılar düşüyor üşüyerek
Ay salıncak
Akşam gömleği giymişlerin yakasında yıldızlar,
Bir avuç yakamoz inip dururken şu şehre…
İstanbul’a dalgalar vurur
Ankara’yı sıvazlar ayazlar
Hep titrek kalır az lambalar
Şiir gibi geçerken geceleyin bu in …insanlar…
Demliğin tortusunu hep döker çaycılar
İki poşet kuru çay
Hava da az yağmur
Oysa sevişme iklimi sabırsız yeşermeye….
Fincanlarda telve izli bir dudak
İki vakte kalmadan kavuşmalar
Fallar da yollar da gezine dursun (demişiz hele…)
Esas duruşlu ben seni öpmüşüm bir kere…
Asırlık sarnıçlarda yüzyılların tortusu
Susuz dudaklarda çöl hasreti
Son buse ne güzel damla oysa anılar
Kervan yüklü dev gibi develer…
Sırtı eğri gecelerin yorgun yatağında uyuyan gölgeler…
Eşikte yalın ayak seslerin
Tütün içmiş perdelerim
Kapalı her yanım
Ötede resmin ilerde yokluğundaki boşluk…
Ne ben bir şiir doldurabilirim bir kağıda
Ne ben yokluğuna dair bir öykü yazabilirim
Oysa dokunsa tenin
En terli halimle açmaz mıyım tüm posta kutularımı…
Saymayarak,yokluğunda durup durupken uyanmamı
Kaç ezan eskitti yorgun uyanışlarım,
Ya sen geldiğin gibi
Ya gittiğin gibi…
Bakır cezve
Odun ve ateş
Ve bu kent
Ah beni benden alan duvar saatindeki çığlık…
Ötede ölüm beride sevişme
Tam ortasında yangın yeri bir ayrılık
Acı hasret türküler düşüyor şarkılardan
Şimdi uyumalı tüm sevdiğim kelebekler…
Köşede yokluğun…
Yollarda derin izlerin
Saat tam on ikiye az kala
Ben devrilmişim lambalar, sokaklar, kaldırımlar sana şahit
Sen gitmişsin ,avucumda az toprak
Ben sana gelmişim
Odalarda soğuklar
Ay (kahrolası) yine salıncak…
5.0
100% (13)