7
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
2150
Okunma

son güz sonrası kuruyan dalında kalan
sararmış son yaprağın hikayesiydi bu
asılı kalmıştı sanki geçmiş bir mevsimin duvarına
eskimiş bir çerçeveye tutunmuştu
zaman ötesi uzaklarda gülümserdi o
gün gün sararan eski bir resimde yüzün
eskimiş olsa da zaman deli esen bir rüzgardı
estiğinde saçların dalgalanırdı serin nisan akşamları
toplardın dağılan parçalarını yüreğimin
sanki saçlarında buluşurdu hasretler yıldızlar
toplardın saçlarını o zaman pırıldayan yıldızları okşardı ellerin
bir ömrün kader çizgisinin üstümüzden geçtiği
yaşanmış bir zamanlar’ da
hep izi kalan ölümsüzce bir sevginin
gecikmiş akşam vakitlerine sığdırdığımız mutluluk anlarıydı
kırık dökük bir yaşamın ıslak kaldırımlarında
işte böyle canımın yarısı
şimdi ,
yüreğimin duvarına asılı kalmış bir tek resim
ve bir gülümseyiş işte hepsi
yüzün ,
benden gitmeyen bir hüzün
eskimiş bir zamanın bitmeyen hikayesi …
Mert YİĞİTCAN
15 . 02 . 2015
istanbul