0
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
853
Okunma
yeni bir ayna buldum kendime
bu ben miyim diye soran ben miyim
sonsuzluğa sorsan heybetinin içinde basit
rüzgarların kımıldadığı hüzünlü meyal
ve çürümüş toprak seslerinin
yağmurla dans edişini dudaklarına süreceksin
ne yana varsak bir rüya
vakti gelince sözün birliğine dayanıp
nehirlerin eğimini yutan dağ
ovaların eski ağzındaki heybet
bir birine karışıp şarkılar söylüyordu
yeri ve mevkisi değişmiş duraklar
sarılıp bir birlerine değdiklerinde
insanlık
insanın içinde çoğalan kuyuya dalıyordu
evrelerin kalbi düşün koynuna sığmıyor diye
ilelebet yerinde sayan duygu sayıklamalarını
her biri tarihin başka harfini hatırlatıp
yan yana koyduğunuzda
yıkılıp yeniden dirilen ordular
saflarında büyüyen ağzın son sesini haykırsa bile
bu savaşlar bitecek mi sanıyorsunuz
zaman zamanın düşmanıdır
bir araya gelip son kapıdan bakınca
ve bütün doğrular eğilmeden hedefini bulunca
ilk atıcı bu gidişin ruhunu böyle belirlemiş diye
yanılgıya kapılıp pes ederseniz eğer
kuyruğunuzu kısıp endamlı ruhunuza
aşk diye bir şey yok
diye bilirsiniz aynaya bakıp.