1
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1026
Okunma
elini göster dedi
ne var ne yok anlattım ona
hepsi bu mu deyince
ipini çektim rüyamdaki rüzgarın
yokluğun savaşçıları sordu
kaç para eder kalbinizdeki sevgi
şu çocuğun elbisesi kadar
ya da sığmıyorsa göğsünüzdeki telaş
gücünüz tükenecekmiş gibi sarılıp
katlana biliyorsanız hayata
işte o kadar
sabah ağlamaları
basit şeyler bizim içindi
soğukta kuş üşür gözlerime bakar
dili çözülen kış esintileri
bağrı sıcak hisler akar
bulutlara yalvarırım
belki o incecik yerde sonsuzluğun anlatıldığı
karar vermeye hevesli talihimiz
diz çöküp dağılan umutlarını toparlamaya çalışıyordur
adım atacak yeri kalmayanlar için
yalvarsak bir nefes daha
neden duvarlarla konuşuyorken anımsıyorum kendimi
oysa ucunu kaçırdığım bir saçmalıktan bahsedecektim
inerken o kısalmış yoldan sapan
ağzımın dilsiz yumruğundan
işte çattı vakti yüzleşmenin
eğri geceler geldi gelecek
ne yolu yokuş bir çıkıştır şimdi
ne de hiç bir şey
ruhumu sıkan bu yorgun ağrıya dayanabilmek.