9
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
2043
Okunma

Dile gelmeyen o üzünçlerin hikâyesi
Kurcalarken o meşum maziyi,
Sırra kadem basan her kim ise
Çat orada çat burada
Sakın ha, eşeleme geçmişi.
Neler saklı neler
Kim derdi ki bu kadar derbeder.
Sıkılgan mizacım
Ve tüm o kinaye kelimelerden sızan.
Ne tuhaf ne kırılgan
O benlik ki alabildiğine durağan.
Yadsıyamayacağım,
Hepten kanıksadığım
Rayici belli devranın
Sona ermek bilmez kalabalık yalnızlığım.
İnanma da ne de yargıla.
Ne yoksunum ne yoksul
Alabildiğine ve çepeçevre
Bitimsiz aşkın ile olmuşum meftun.
Ne kırgın ne kızgın
Meyletmiş bir kere
Aciz bir kul nihayetinde
Sığmaz iken yere göğe.
Şu fani beden
Uzak elden geldiğince sair âlemden
Her dem esaretinde o gezgin ruhun.
Dil susar
Çağlar yürek
Kelimeler neye gerek.
Gönül bu;
Kâinata vurgun,
Ne acı ne de elem.
Dualar yeter
Haricinde ne gelir ki elden.
Bağlanmış basiret bir kere
Boynum olmadı mı kıldan ince.
Adı insan, mevcudiyeti anlık
Tek yol ruhun istikameti.
5.0
100% (18)