14
Yorum
23
Beğeni
0,0
Puan
2723
Okunma

uykusuz yengeçler sahilde
otlanıyor ay ışığında balıklar
bir ileri bir geri deniz
mavi saçlarında ıslak tekneler
ah! bu rüzgârın
kıvraklığı
dolanıyor dağı taşı denizi
üfürüyor dilinde yelpazesi
gevezeliği dur durak bilmiyor
uyuyan kapılara, esneyen sokaklara çalımlı
o da sıkılmış belli ki yalnızlıktan
aynı dertten muzdarip ruhum
bir yanda yastığım bir yanda kahvem
her nefesde uçuşan külden çiçeklere
hüznün tarihçesini nakşediyorum
ise gömülmüş bir şehir
sızarken horultusu perdelerden
nasıl da karanlık çöküyor odama
lambanın ışığı rahatsız etmesin diye
mum yakıyorum menekşelere
titrek ışığında dev gölgeler
duvarlarda karagöz-hacıvat oyunu
ah! çocukluğum
sanki alice’in diyarında küçücük bir tavşanım
küçüle küçüle iğne deliğinden geçen zihnim
kuzey ışıkları gibi oyunlar oynarken
korkarım deliliğe bir adım kala
dönüşlerdeyim
aheste bir yolu olmalı yaşamın
çıkarken merdivenlerden
bir dalı olmalı tutunacağı insanın
kederi öteleyen bir de hayali olmalı
olmalı işte!...
kader bir mevsim öldürüp
bir mevsim diriltirken, boğulmamalı
gözlerini çevirip bakmalı gökyüzüne
üzerimizden geçen bulutlara,kuşlara,yağmurlara inanmalı
ormanlar çölleşse savaşlar bitmese
kan revan acılar da…
yaşamak mecburi
mecburi ağlamak, gülmek, aşık olmak
yosun kokulu
dağların koyağında beyaz kardelenler
ağzında kumral şarkılar ezen geceyse
eğilmiş kulağıma fısıldıyor
-yarın dünden güzel olacak!
-yarın dünden güzel olacak!
-dünden güzel
-uyu!...
ayşe uçar
07-01-2015