SUÇLU CADIYI BULDUM
SUÇLU CADIYI ŞATOSUNDA BULDUM ..GÜLİSTAN..
Ormanların her türlü yeşil sunumunu yaptığı cömert renklerin arasından Ölü deniz baskı yaparak hikayesini içine göm!diyordu rüzgar ile kıpırdamayan o eşsiz mavinin yeşille sevişerek değişik tanımlanması zor olan o koylarında Evdeki canı cancağızı ,tatlım her şeyim tatlı bilmiş sinirli gevezem dediği filozof içinde ne varsa bilmiyorum? ama o saçma sapan hikayeni içine derhal göm ve sakın çıkarma demişti ,emirdi bu göz dağı idi belkide, ama anladığı kadarı ile o akrabalarından korkuyordu son sözü şöyle olmuştu utanmadan elin adamına kızını mı hediye ettin be kadın? neyi savunacaksın ölümüne mi susadın ? ha utanmaz! bu lafı bana işittirme kızım beni de öldürürler töreleri bunlar, baban beni tutup buralara kaçırdığında çok küçüktüm evlendiğimiz halde ense kökümüzde oldular beni bırakmasını söylediler baban en sonunda hasta oldu ve bu vahşi insanlar senin akrabaların ,küçük bir yanlışta bu evin duvarları kanlarımıza bulanır sakın unutma anacım ne olur dinle beni yabancı o adamla sakın buluşma hislerimin muhteşem kuvvetine inan, sayfa sayfa zihnimin her yaprağında içimden bir ses o gemici evli evli evli diye bağırıyor ve o adam bizlere çok yabancı bu sözleri yanında taşırken nasıl huzurlu olabilirdi? kelebekleri ile dans edemezdi şarkısını söyleyemezdi sesi kısıktı zaten ,kanını emen yarasalar vardı sanki mağaraların nemli boşluklarına kapatılmıştı hem de yapış yapış her yerini emen vampir yarasalar ,çığlık çığlığa ayin seanslarında çığlık çığlığa idiler sanki parmağını uzatarak suçlu bu diyeceği kimse yoktu yenildiğine inandı yenilgi gerçeğe dönüşmek için zihninde başını öne eğerek hazırdı dudaklarını dişleri kemirirken başı önde ayağına takılan çakıl taşlarını tekmeliyordu uçurumdan yuvarlanan taşların akıbeti belliydi Cadı avına çıkmak suçluları taşlamak taşlatmak ne kolaydı bir kürsüde kalabalıklar oluşturmak şak şakçılarla ordular toplamak alanı geniş tutmak birini yakarken kahkahalarla seyretmek! seçimleri hep güçlü olduklarını sananlar yapardı gözleyen onlardı Batsy neredesin dedi ?yanında yoktu o anda panikledi başı döndü Likya yolunda işli lahit mezarları gören Batsy dalmış kimseyi duymadan sürekli kare kare fotoğraflar çekiyordu onun sanat alanı ve işi buydu Gülistan hala nefes nefese bağırırken tam arkasında kuvvetli bir el omzundan yakaladığında bayılmak üzere panikledi yol boştu neler oluyor ?dediğinde ufacık taşlar ayağının altında intikam için konulmuş bilyeler gibi hızla kayıyordu patikadan aşağıya doğru sürükleniyordu ,o anda son bir nefes çekerek yuvarlanırken bağırmak istedi sanki gizli bir kuvvet tarafından patikadan hızla aşağıya doğru çekiliyordu ... SUÇLU CADI Tatlı gülümsemeleriyle uzaktan çığlık çığlığa o tatlı yunuslar bir gemiyi takibe almışlar biri inerken diğeri sıçrıyor suya dalışları o ahenk geminin yardığı sular arasında tam hayal tamda güzel bir rüya sırası şimdi üzerimde egzotik bembeyaz şile kumaş omzumda işli denizin rengarenk pembe ton incileri aşağıya inen büzgüler uzun bir yırtmaç altın renginde bir taç geminin tam uç kısmında yunuslarım mavi yeşilin seviştiği bölgeler töreler yasalar şunlar bunlar geveze filozoflardan uzak ohh! dediğim huzurun koynunda uyanmak takıldığım kimse yok kanımı emen yarasalar mağaralar artık çok uzak değiştireceğim tek bir dünya var disiplincilerden uzak kamçılayan sorulardan kaçmak sadece şu sular işte vatanım tehlikeli olsa da en dibine çekse de toprakta gösterdikleri bir lokmacık canımdan akıtacakları kan o topraklardan kaçarak... KAÇMAK KAÇMAK KAÇMAK HATTA UÇURUMLARDAN YUVARLANARAK SONU DENİZ NASILSA YUNUSLARIN ARASINDA ÖLÜMÜN HER ŞEKLİNE KATLANARAK ...GÜLİSTAN... |
sevgimlesin canım