ÇAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAY
Güneş arada sırada
bir naz bir niyaz sormayın anacım cücüş şubat’ın on’biri Ayni şu ısınamayan içim gibi öylece bekler zavallıcık kalbim dönecek sanki toprak altındakiler geri her satırda hissetmek o sıcacık sesleri Az sonra Şehnaz bağıracak çabuk olmalıyım ah o kahkahaları tavanı okşayan kadın o değil sanki o gitti kocasını kaybettiğinden beri Aynadaki de kim? içimdeki solgun ışık bu mu senin yüzün? kim’e yansımaların hey ayna? Bir ,iki ne bulsam? sürüp sürüştürsem soluk bezgin yorgun yüze ne gerekir çizgiler dolu gözlerimde görmesin kızardı,uykusuz bezgin sitik mi ne buldum işte! İyi ki icat edip duruyorlar şunları aslında yıllar kalsın her birinin hatırası var şu yüzümde mis koksun yeter nefes gülüşlerin beyazı su sabun köpük köpüğe yeter Oh insana döndüm şimdi ama hala şu göz kapaklarımda yorgunluk silinmedi kaybettiklerimi gördü yaşım elbette kolay değildi yok yok hayır aldırdığım falan yok ciddiyetini kaybettin bende hayat korkan falan yok etrafım dünyasına küsmüş yer değiştirenler var eksiliyoruz ha bire of işte kimimiz çıldırma noktasına geldik boş bir şehrin dağ yamaçlarında acı çığlıklarımızın yankılarını dinledik ama nefes alıyorduk hala Yeşil çay bahçesinde nasılda seslenirdi o adam Saati o’ndan öğrenirdik Ali Osman Kantar Adalet partisi belediye üyesi Nezo’ların kahvesi çaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaay ne nefesti adamda eskilere sorun o günü görüp gülümseyecekler önceden operaracı mıydı acaba? Neyse ya Leyla’ya ne oldu yüzü asık yine annem ah yazık kadıncığa neyin telaşesi? Mısır’da iş kuruyormuş kocası tam köşebaşından dönerken Ferhat abi görünmüş evlenme o Fransız bitli hippiyle yazık olur o tatlı Meloş’uma hele de sana bir hırs uğruna yapma yapma Ferhat ağabey ne demiş? ay merak bu ya sen bana sordun mu?evlenirken Mısır’a sultan ol otur şimdi o görkemli altın sarayında SALOŞ 1970 LER ÜSTÜMÜZE ZAMAN YAĞDI HÜZNÜMÜZ ONDAN YAHYA KEMAL BEYATLI |
Bu sayfa daha üstümüze zaman yağmadan öncesi
Tebriklerimle