İnkâr edemeyen yüzümüzde
hepimiz sevda…


sessiz yakınmasız büyüyor
aşina bıçakta gümüş düşler
öyle bir günde gel ki
savur omzundaki martıyı
mavisi aylarda
deniz medcezirken
fısıltılar içinde
sızan içimde
biri mi var derken
ebelendi gözler.

çizdiğim ten
ufuk çizgisi
kanatları büyük albatros
ülkende büyüsün gökyüzü
gömülsün güneş okyanusa
bir akşamüstü sev
saçlarım sarıya düşerken
eylül düşsün geninden
nilüferler beyaza açarken
coşkulanmak boşuna değildir
kentler yangın
geceler alevken
üşünmez seviden.

kış korkutmaz baharı
ayaz yüzünü ısıtmaya yeter
tenin kokusu
bekler sevmeleri ömür
sabırda kaldı sur borusu
antik bir tapınak yolcusu.

yedi tepe şehir/im
sakınma dök saklının kuytusunu
uçsun tüllerde mavinin uykusu
rüya görmek hoştur kollarda
ne bilsin yalnızlık kabusu
…

dil sarhoş gün esrik mavi
söz devrik imge tutkun us
öyle bir günde eski rüzgar/ım
günsüz günlerime dök aslını
sevginin ellerinde kalsın tılsımı…