9
Yorum
31
Beğeni
0,0
Puan
1923
Okunma

içimdeki sevgi gökdelenlerini yalan bombardımanıyla yıkan adam
altında kalınca canın mı acıdı?
nice hayallerin çığlıkları kulağına çarparken
parmaklarınla tıkama artık
bu son eserindi yüreğimde ölmeden evvel
tüm şairler öldükten sonra ünlenirler genelde
sende öyle olacaksın üzülme
ama
’’kimse yok mu’’ diye son kalıntıların arasından
boş yere bağırma
sesini takip edemeyecek kadar uzağım senden.
belki bir gün
güneşi yakalamak için
eski sevgililerin unuttuğu bir bankta sabahlarız diyordum ya hani
o yıkıntılar arasında seni bulma isteğim olsaydı biraz
yapardıkta
yaralarından akan cerahatı temizlerdim ellerimle
kırılan kolunu kanadını sarardım
ve kan akan gözlerine
sabahın ayazını sürerdim en kör kalmış yanlarına
açılırdı gözlerin belki yeniden
açık saçık ne varsa topla sür yüzüne
en çok da utanıp dilimden dökemediğim gizli saklı küfürleri .
diyorsun ki
başta da kaçak yapıydı kulelerin
inşaatında dürüstlük kumu azdı
bu yüzdendi esen bir kaç yalan rüzgarında kolayca yıkılması
yeniden inşa edelim en sağlamından
el ele yükseltelim ayın suretini kıskandırarak
sen de ben kadar suçluydun bu sevda masalında
Pinokyo’nun burnuydu aramızı ayıran.
şimdi haram gülüşlerimi koydum bir zarfa
cevabım dudaklarımın askısında
gönderiyorum gömüldüğün yere
ne kadar günahımız varsa başa baş
cehennemde yanmacasına
var mısın?
Ayvazım DENİZ